29 Nisan 2011 Cuma

GELİN | Gökten Üç Elma Düştü...

1981'de herkesin prensesi Diana ile Galler prensi Charles evlendiğinden beri Birleşik Krallık öyle büyülü, peri masalı tadında ikinci bir düğünü bekliyordu. Anlaşılan ben de bekliyormuşum, dakika dakika izledim:)) Ama ben zaten düğün çok severim! Diana'cığım o muşmula Charles yüzünden ilk göz ağrısının mürüvetini göremedi yazık.



Bu düğün iki kadını birden "taç"landırdı:
Birincisi pek tabii ki önceleri pek kimsenin ısınamadığı, William'a layık bulmadığı, Diana kadar tapmadığı, pek giyinmeyi de bilmeyen, Wills'in yanında daha yaşlı gibi görünen ama zaman içinde İngilizlerin kalbini kazanıp, salon kadını çizgisini bozmadan, ben size layığımı kabul ettiren, halkın sevgilisi oluveren Kate yani artık Cambridge Düşesi ve büyük ihtimalle gelecekteki Kraliçe Catherine.

İkincisi ise ALEXANDER McQUEEN'in ani ölümüyle herkes kederlere boğulmuş ve bu marka bitti, asla eskisi gibi olamayacak ve yok olup gidecek diye düşünenleri büyük şaşkınlığa uğratmış olan Sarah Burton. Burton, işi devraldığında bir iki sezon içinde çıkardığı her koleksiyonla ALEXANDER McQUEEN'in anısını onurlandırırıp, markayı ruhundan koparmadan ama yeni kimliğiyle sürdürdü. Ve son olarak Prenses'in olağanüstü zanaatı, işçilik, kalite ve terziliği nedeniyle "seçtiği" tasarımcı oldu. Böylece Burton da tacını hak ettiğini moda tebaasına ilan etmiş oldu.



Doğrusu törenin başından sonuna çift çooooooook heyecanlıydı:) Kate kilisey gelene kadar arabanın içinde deli gibi el sallıyordu ama bence o el sallama frekansı kalp atışına eşlik ediyordu:) William kilisede sürekli ellerini ovuşturuyor, Harry onu biraz güldürüyordu:)



Diana'nınkinden farklı olarak bu defa daha küçük bir kilisede gerçekleşti tören. Küçük derken:)?



Gelin saçlarını topuz yapmayı düşünürken son anda açık bırakmaya karar vermiş.



Ünlü modacıların hemen hepsi gelinlik için harika sözler söylediler. Gelinlik kadar duvak da çok beğenildi. Bir duvak delisi olarak ben uzuuuuuuuuuuuuun duvakları seviyorum, nitekim kendiminkini de dolma gibi sarsam da tüm gece çıkarmamıştım inatla:)

Son geceye kadar sır gibi saklanan ama son gece Sarah Burton'ın otele girdiğinin görülmesiyle "neredeyse" anlaşılan gelinliğin tasarımcısı ölümünün yıldönümünde, pek yakında Metropolitan Müzesi'nde de sergisi başlayacak olan ALEXANDER McQUEEN'den başkası olmamalıydı da:) Yine de McQUEEN'den bir gelinlik giyebilecek kadar şanslı olsaydım beni kuş tüylerine boğmasını dilerdim:)



Prenses'in gelinliği tarihin unutulmaz prenseslerinden ve dünyanın en güzel kadınlarından Prenses Grace Kelly'nin eşsiz gelinliğinin modern bir versiyonu gibiydi. Muazzam bir gelinlikti bence: asil, zarif, dengeli.
  • Gövdede derin V yakalı ve uzun kollu dantel üst, belin ön kısmında kat büzgüler ve arkada daha bir McQueensel iri kat, volan oyunuyla, ortalama uzunlukta bir kuyrukla devam ediyordu. Etek uçları üstteki dantellerden aplik edilmiş önde daha seyrek arkada daha yoğundu. Gelinlikte hiç taş işi yoktu.
  • Her ne kadar gelin asil kandan gelmediği için düğünde taç takması beklenmiyorsa da bizzat Kraliçe tarafından kendisine verilen tacı ile yüzünü örten orta uzunlukta uçları hafif dantel işli zarif ve sade bir duvak tercih etmişti.
  • Bereketi simgelediği için özellikle "meşe palamudu" biçimi istediğinden özle olarak yaptırılan pırlanta küpelerini ben pek beğenmedim.
  • Ayakkabılar da ALEXANDER McQUEEN ekibi tarafından tamamen elde yapılarak hazırlanmıştı. Gelin buketi pek çoklarının beklediğinin aksine kırlardan toplanmışçasına minik, dağınık ve sempatikti. İnsanlar çok eleştirdi ama ben çok sevdim:) Üstelik buketin manevi bir buket olduğunu söyleyelim: Diana'nın gelin çiçeğinden bir kaç dal varmış içinde, sonra Kraliçe'nin serasında özel olarak yetiştirdiği çiçeklerden varmış.
  • Prenses'in maniküründe Essie marka oje kullanılmıştı veeee inanmayacaksınız ama makyajını kendisi yapmıştı! Zaten fotoğrafları büyütürseniz profesyonel bir makyaj olmadığını farkedeceksiniz. Doğrusu prenses olsam hayatta kendi makyajımı-hele düğünde- yapmazdım:o Böyle biraz da "normal"im ne var durumları tamam sempatik ama o zaman çok yanlış bir şeye "Evet" dedin sevgili Kate, zira sen artık "normal" değilsin:)


Bekar prens Harry abisinden farklı olarak genelde daha bir "yaramaz", "ele avuca sığmaz", "annesine çekmiş", kendisi pek tabii ki yüzüklerin taşıyıcısı yani William'ın sağdıcıydı. Tören boyunca pek sempatikti.

Yine ablasının huyu suyu tam zıttı "çılgın" baldız Philippa da baş nedime olarak muhteşemdi, onun elbisesi de ALEXANDER McQUEEN tasarımı.



Davetlilerin hangi birini anlatsam bilemediğimden ve zaten David Beckham'a geldiğimde bu postun seyrinin tamamen değişeceğinden korkumdan o kısma hiç girmiyorum:)) Ama genel olarak manzare yukarıdaki gibiydi! Monokrom renkler ve birbirinden müthiş şapkalar, erkeklerde kravat ve mendillerde enfes detaylar ve parlak renkler:)



Ve işte beni en çok etkileyen sahne... Milyonlarca insan akın akın Buckhingam Sarayı'na girmek üzere yürüyor! Bu nasıl bir şey? Bizler bilemiyoruz, tepemizdekiler "kim olursa olsun" hep 3-5 kişi toplansa korktular, dağıttılar, yasakladılar, onların geçtiği yollardan geçerken bizi beklettiler, yaklaştırmadılar. Bugün 10 kişi birlikte Başbakanlık'ın önünde yürümemiz imkansızken içlerinde kimlerin "olabileceği" belirsiz devasa bir kalabalık bilmem kaç ülkenin imparatoriçesinin bahçesine böyle giriyor. Başbakan desen zaten normal bir sokakta tüm dünyanın bildiği o "10 numaralı" evde oturuyor:)



Veee törenin sonuu! Tören boyunca Bentley'den Range Rover'lara, Rolls Royce'dan at arabasına çeşit çeşit araba kraliyeti bir oraya bir buraya taşıdı ama işte benim favorim! Agggh Kate ne gelinliğini, ne o safir yüzüğünü kıskandım ama bu ASTON MARTIN'le beni bitirdin:)



Bu da Prenses Catherine'in resepsiyon için hazırlanan kıyafeti, yine ALEXANDER McQUEEN. Yine zarif, sade ve bu defa pırıltılı. Ama o üstteki hiç ama hiç ama hiç olmamış! Onu ya giymeyecektin ya giymeyecektin Kate:/



Ne diyelim onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Artık Harry'nin düğünde görüşürüz, pek sevgili bekar Styleboomerlar belki içinizdne biri bir sonraki prenses olur:)) Gökten 3 elma düştü, biri Boom'un, biri okuyanın, biri yorum yazanın başına:p

Görseller: Time, Telegraph
Not: Daha fazla fotoğraf, iyi giyinenler, kötü giyinenler, pastalar börekler için TIK TIK:)

TREND RAPORU | Çemberimde Gül Oya



Güneşi görür görmez moda mı değil mi bakmadan takıp takıştırdığım, sarıp sarmalandığım eşarplarım bu sezon çoook moda! Malum 70'ler etkisi:) Eveet evet saçlarımız bu sezon eşarplarla
uçuşacak:)



Dilerseniz PUCCI 'nin bohem çingeneleri gibi alnınızda kalınca bir bandana veya LOEWE'deki gibi saç bandı olarak; MOSCHINO'daki gibi pin-up kızlarına selam durarak ya da D&G'daki gibi zahmetsiz, pratik ve sevimli bir country kızına dönüşerek; ROCHAS, ARMANI ya da ISSA'daki gibi burarak, sararak, örgüleyerek kullanabiliriz eşarpları. Dilediğimizce!



Gösterişli, feminen, bohem, flörtöz... Hepsini bir eşarbı farklı bağlama teknikleriyle kullanarak mümkün:) Eşarplarınızla ayna karşısında biraz vakit geçirin hanımlaaar ve bu yaz başınızın tacı yapın:) Sokaklarda yukarıdaki gibi renklenelim:)



Ünlüler çoktaan eşarplarıyla coşmaya başladılar bile. Hem de sadece bugün değil yılllar yıllar öncesinden bu yana! Sophia Loren'den Grace Kelly'ye; Marilyn Monroe'dan Rihanna'ya:)



Saçınıza takmasanız da(ki takın takıııın:)) eşarplarınızı kemer olarak kullanabilir, çantalarınızın sapına aksesuar yapabilirsiniz. Misal yukarıdaki çanta ne güzeeel olmuş ♥



Ve pek tabii Anadolu'nun o güzelim oyaları parmaklarımızın ucundayken ne olur bu trend ancak Hermes'le olur sanmayın:) Çemberimde gül oya, yemenimi taktım doya doya olalım,:) oyalı, sırmalı, boncuklu yemenilerle bu yazı bir Rumeli türküsü sıcaklığında, sevecenliğinde geçirip bu trende kendimizi katalıım:) Tamam mı:)?


[Görseller: style, streetfsn,atv,sartorialist,jak&jil,www,fashiongonerogue]

28 Nisan 2011 Perşembe

KEYİF | Karaköy'de Kağıttan Keyif


Fransız Geçidi-Onur Yüksel

Styleboom'un Twitter takipçileri çoktaan keşfedip bayıldı, şimdi sıra biricik Styleboomerları bayıltmaya geldi:) Bugün size çok cici bir yer anlatacağım: KAĞITHANE. Onların deyimiyle "Buradaki hiç bir şeye ihtiyacınız yok ama görünce hepsini birden almak isteyeceksiniz."



Benim İstanbul'da keşfetmeye doyamadığım yerler, Eminönü, Balat, Karaköy... Ve Karaköy her gittiğimde daha bir güzel. İşte KAĞITHANE Karaköy'ün sessizlikte kalmış Fransız Geçidi'nde sizi bekliyor. Ezel izleyenler o geçidi bilir:)) Ezel ve Sekiz'in parmaklıklar ardından restleştikleri sahnenin çekildiği çıkmaz:)



KAĞITHANE'deki pek çok cici pek tabii kağıttan:) Ama neler neler yok kii!
  • Mesela sizi nostaljik hatıralara sürükleyecek "Elişi defteri", "Bakkal Defteri" ya da " Türk Yavrularına Mektep Defteri":) Han şu tek ortalı kenarına süs yaptığımız defterlerden:p
  • Meşhuuuur kahvehane çay tabaklarının yine bir o kadar meşhur deseninden notluklar, ambalaj kağıtları, Amerikan servisler:)
  • Dört bir yanı dantelle sarmalayan anneannemin kulakları çınlasın dantel işli, ya da simit şekilli bardak altlıkları:))
  • Ortasında koca bir kalpten delik olan "Aşk Defteri"
  • Pamuk şekerden yelpaze! Sonraa İstanbul sokak tabelalarından Amerikan servis( meselaa Sarıçiçek sokağı üstünde yemek yeseniz:)?)
  • Pek tabii ki "Nnayırr Nnnolmaz"lı şeyler
  • Vee en sevdiklerimden "İstanbul" karakterli kartpostallar:) Entelinden kokoşuna, rockçısından kaytan bıyıklı kabadayısına kadar tiplemeler müthiş:)
  • Vee tabii ki daha fazlasıı


Çıkışta o güzel geçitte son bir mini tur atıp, KAĞITHANE'nin önündeki cafede içimizi ısıtacak bir şeyler içtik.



O gün İstanbul'un bir dolu güzelliğini kısıtlı zamanımıza tıkıştırıp pek mutlu bir gün geçirdik: nargile, macun, ara sokaklar, Karaköy rıhtımı, laleler, Kızkulesi, martı, hatta bir de uluslararası bisiklet yarışı:)

27 Nisan 2011 Çarşamba

FLASHION' NEWS | Oliver Rousteing BALMAIN'in Baş Tasarımcısı Oldu!

Solda gördüğünüz genç beyefendi hakkında fazla şey bilinmiyor ama emin olun bundan böyle çok daha fazlası duyulacak! OLIVER ROUSTEING, depresyona girip durumu bir psikiyatrik kliniğe yatacak kadar ciddileşen Christophe Decarnin yerine BALMAIN'in baş tasarımcısı olarak görevlendirildi.

O Decarnin ki BALMAIN'i küllerinden yeniden yaratmış, tümmmmm lüksler içinde en çok arzu dilenlerden biri haline getirmişti şahsen her sezon aynı model ve kesimlerle bunu nasıl sürdürmüştü ben orasını anlamamıştım ama olan buydu!

Şimdi işin başında 2003'de ESMOD Paris'ten mezun olan ve son 3 senedir BALMAIN 'de tasarım ekibinde çalışan hatta Decarnin'e de vekillik edenlerden biri olan OLIVER ROUSTEING var. Kendisi 2009'da BALMAIN'e girmeden önce 5 yıl ROBERTO CAVALLI'de çalışmış. Genç ve gelecek vaad eden Fransız asıllı tasarımcı hem kadın hem erkek hazır giyim koleksiyonlarından sorumlu olacak. Vee kendisine ilk koleksiyonu olacak olan İlkbahar 2012 defilesine kadar da basına konuşma/röpörtaj verme yasağı konmuş:)

Bakalım yasağa uyacak mıı yoksa bizim futbolcuların kamptan kaçıp, gece klubünde yakalanıp demeç verme yasağını delenleri gibi şakıyacak mı:p İlk koleksiyonunu merak ve "umut"la bekliyorum, gerçek BALMAIN farklı ve her sezon merakla beklenecek, heyecan uyandıracak koleksiyonlar çıkarmalı!

26 Nisan 2011 Salı

KOLTUKTA | Deniz Baran Styleboom İçin "Renk"lendi:)

Styleboom'un biricik blog arkadaşları bu koltukta misafir olmaya devam ediyoor! Nisan ayının konuğu taa Amerika'da yaşayan bizim biriciğimiz DENİZ BARAN



Deniz benim hem blogdaşım, hem de o da akademik çalışma uğruna bazı bazı sürünüp sefil olduğundan kaderdaşım:)) Hala takip etmiyorsanız büyük bir ilham perisini kaçırıyorsunuz demektir:) Her bir kombiniyle beni benden alan Deniz bu defa Styleboom'a özel olarak sezonun "Colorblock" trendini uyguladı, pek tabi ki artık imzası haline gelen "vintage"ı ihmal etmeden:) Teşekkürler Deniiz, seni hem özlüyor hem de hiç gitmemişsin gibi yakınımızda hissediyoruz ♥ Şimdi söz DENİZ BARAN'da:




Tum StyleBoom okurlarina kocaman bir merhaba :) Sizler gibi benim de blogunu okumaktan muthis keyif aldigim, sevgili StyleBoom, 2011 Ilkbahar\Yaz trendlerinden aldigim ilhamla bir kombin olusturup, Nisan ayinda blogunda beni misafir etmek isteyince; renksever bir blog yazari olarak aklima hemen COLOR-BLOCK trendi geldi. Biliyorsunuz moda aslinda tekerrurden ibaret. Bu kombindeki ceketin annemin oldugunu ve 80'lerden kaldigini soylersem sanirim ne demek istedigimi daha iyi anlatabilirim diye dusundum ve renkleri kendim biraraya getirecegime bu cekette oldugu gibi COLOR-BLOCK trendinin bir parcada uygulanmis halini kullandim. Ben kendi adima StyleBoom'a konuk olmaktan ve sizlerle blogum haricinde bir platformda bulusmaktan cok keyif aldim. Umarim sizler icin de guzel bir surpriz olmustur bu misafirlik.

Sevgiler,

Deniz





Ceket: Annemin 80'lerde giydiği ceketi
Bustiyer: Urban Outfitters
Pantolon: Alexander McQueen (Target)
Kupe: Vintage
Sapka: Ralph Lauren
Gozluk: Christian Dior

10 DAKİKA GECİKİYORUM MAKYAJIM BİTMEDİ | aC. Kozmetik Sorularınızı Cevaplıyoor-4-

Haftanın soruları cevaplarına kavuştuu:) Buyrun söz 10 Dakika'nın sahibesi aC.de:)

1)Benim 10 dk ya sorum şu:nemlendirici vs. için hep aynı kremi kullanmak mı iyidir, arada değiştirmek mi?

Eğer kullanılan nemlendirici, özel bir küre ait değilse ve sınırlı zaman içinde kullanılıp sonra bırakılması gerekmiyorsa, yani klasik bir nemlendiriciden bahsediyorsak, hep aynı ürünü kullanmanın bir sakıncası yok bence. Cilde gerçekten iyi gelen bir ürünü bulmak çok zor, arayış bitip de memnuniyet başladığında sadık kalmanın en iyi seçim olduğunu düşünüyorum. Öte yandan yeni şeyler denemenin de bir zararı olduğunu söyleyemeyeceğim.


2) 27 yaşımdayım mimik kırışıklığım var, tez yazayım diye bilgisayarın ekranına bakmaktan özellikle alın bölgemin şekilden şekile girdiğini düşünüyorum, düşünürken de kırışıyorum...10dakika , daha önce blogunda strivectin kullandığından bahsetmişti, etkileri nasıl? Tavsiye eder mi? Kırışıklık konusunda gerçekten denildiği gibi oldukça etkili ve koruyucu bir krem mi? Yoksa alternatif önerisi var mı (estee lauder perfectionist i de duymuştum)?

Strivectin-SD'nin gerçekten de bugüne kadar yaratılmış en iyi kırışık ve çatlak bakımlarından birine sahip olduğunu düşünüyorum. Ben kullanmaya başladığımdan beri, henüz kırışıklar için erken olmasına rağmen, göz kenarlarında hafiften belirmeye başlayan ince çizgilerde ciddi bir azalma oldu. Chanel Hydramax serisini de şiddetle tavsiye ediyorum. Kırışıkların en büyük düşmanı nem çünkü.

3) Nemlendirici jel ile krem arasında ne fark vardır?

Nemlendirici jel daha hafif yapıda, yağ içermeyen, genellikle yağlı ciltlere tavsiye edilen bir üründür. Kremler, su bazlı olanları dışında, kuru ya da normal ciltlere tavsiye ediliyor daha çok. Ben karma cilde sahip olduğum için gündüz emulsion (yani kremden daha hafif, jelden biraz daha ağır bir versiyon) geceleri ise krem kullanıyorum. Emulsion, çok marka tarafından üretilen bir seçenek değil ne yazık ki...

4) Merhaba, benim cildim çok kuru. Özellikle burnumun kenarları ve yanaklarım, o kadar kuru ki pul pul dökülüyor. Bir yerde tonik ve nemlendiricinin kuru ciltler için olmazsa olmaz olduğunu duymuştum.Bana ne önerebilirsin?

Pul pul dökülen bir cilde sahipsen derhal iyi bir dermatolog ziyareti gerçekleştirmeni öneririm. Egzema ya da alerjiden dolayı cildin kuruyor olabilir. Bir doktora danışmadan kafana göre ürünler deneyerek cildini tehlikeye atma bence.

5) Yaz aylarında fondöten kullanmak istemiyorum acaba gene hafif kapatıcılığı olan fresh bir görüntü için ne önerebilir?Guerlain Meteorites Perles Illuminating Powder almayı düşünüyorum ihtiyacıma uyar mı iekstra ne gerekir?

Guerlain'in Illuminating Powder'ı amacına hizmet etmiyor. Toz pudrayı, renkli nemlendiricinin üzerine sürmen daha doğru. Hafif dokusuyla çok memnun kaldığım Benefit You Rebel Lite Tinted Moisturizer'ı tavsiye edebilirim. Bir de en son Givenchy'nin fondötenini denedim ve hafif yapısından çok memnun kaldım. Chanel Vitalumiere Aqua da doğru bir seçim olabilir.

6) Sephora'da uygun fiyatlı rimel var mı acaba? En fazla 40-45 TLye mesela?

Sephora'nın makyaj koleksiyonunda hem ekonomik hem de kaliteli maskaralara rastlaman mümkün. Ayrıca Clinique'in ürünleri de diğer markalara göre biraz daha hesaplı.

7) Acaba Sephora marka makyaj temizleme sütü, tonik ve göz makyaj temizleyicisini önerir mi? Yoksa onlarda aynı market ürünleri gibi basit midir?

Sephora'nın cilt bakım serisi tamamen yenilendi. Göz makyaj temizleyicisinden çok memnunum. Makyaj temizleme sütü yerine yağ kullanmayı tercih ettiğim için o konu hakkında bir şey söyleyemeyeceğim. Tonik olarak da her zaman bitki özlerinden yana kullanıyorum oyumu ve Sisley'inkini kullanıyorum.

Styleboom Markafoni Bloga Konuk Editör Oldu!




...vee yazdı da yazdı:) Markafoni Blog'da sizler için acaba neler hazırladım?
Bikini ve mayolarda retro devir!
Sezon trendleri baştan sona!
Şehirde "kalabalık" saatler:)

Hemen burada tık tık!


23 Nisan 2011 Cumartesi

HEDIYE | Boyner Marmara Forum'da Anneniz İçin Define Avı'naaaa!

Evet evet yanlış duymadınıız:) Annenizi mutlu etmek üzere macera dolu bir define avına çıkmak için hazırlanın hanımlar(ve ikinci plandaki beyler hıh!:))



ANNELER GÜNÜ geldi çattı!
Aklınıza gelen her şeyin en güzel, en kaliteli ve en çeşitlisini bulabileceğiniz ve BOYNER'den anneniz için harika hediyeler kazanabilirsiniz, hem de benimle bir çeşit "Define Avı" oynayarak:)

Nasıl mı?
  • 7 Mayıs Cumartesi günü saat 13:00-16:00 arasında BOYNER Forum Marmara mağazasına geliyorsunuz,
  • Twitter kuşu size yol göstersin diye elinizde cep telefonunuz 6000 evet evet yazıyla altıkocabin metrekarelik mağazanın çeşitli yerlerine bıraktığım notları Twitter'dan paylaştığım ipuçlarını takip ederek bulmaya çalışıyorsunuz!
  • Twitterdan anlık olarak verdiğim ipucunu takip edip Boom'un notunu bulan dooğru Buluşma Noktamız olan Müşteri Hizmetleri Noktası'na geliyor vee anında 50TL ila 100 TL arasındaki bir sürü bir sürü bir sürü hediye çekinden birinin sahibi oluyor.
  • Belki bir de definenin!
  • Üstelik bir yandan twitpiclerle size benim anneşkom için beğendiklerimi de paylaşıp, hediye tavsiyeleri vereceğim!
  • Merak etmeyin hiç zor olmayacak ama çok eğlenceli olacak
  • Define avı boyunca çekeceğimiz fotoğraflar, videolar da cabası:)
  • Hihihihiho:)



Şimmmdiden bu tarih, saat ve yeri not alın, o gün kimselere söz vermeyin:)

Sonracıma Styleboom'u Twitter'dan takibe almayı unutmayın
çünkü bu oyun Twitter üzerinden anlık oynanacak

Styleboom'un Twitter hesabı Facebook hesabı ile de bağlantılı, ipuçlarına Facebook'tan da ulaşabileceksiniz yani ama Twitter daha hızlı unutmayın.

KOLTUKTA | 7 Yaşındaki Melek Styleboom'un Koltuğuna Oturdu

23 Nisan şerefine Styleboom koltuğunu bugün 7 yaşındaki Melek Zeynep'e bıraktı:))



Melek (7) sizlerle UNICEF yararına Roche tarafından düzenlenen ‘Geleceğin Yıldızı Sensin! Ne Olmak İstersin?” resim yarışmasına katıldığı resmini paylaşıyor:) Minik kuş bir moda tasarımcısı olmak istiyor, resimde de kreasyonları var.

Meleeek hayallerine kavuşman dileğimle, bugün burayı renklendirdiğin için teşekkürler:)

23 Nisan Hatırına Yeniden: Blogosfer Küçüldü:)

Madem bugün 23 Nisan Çocuk Bayramı, bu bayramı çook eskiden hazırladığım bir yazıyı yeniden yayınlayarak kutlamak istedim:) Tanıdığınız sevdiğiniz bloglar da bir zaman çocuktu, siz de unutmayın:) O yüzden bazılarımızın küstürüp sessizleştirdiği, bazılarımızın ısrarla büyütmediği içimizdeki çocuklara gelsin!
*************************************************************************************


Hieeeeyt ben Boom, kafamı kızdırmayın:p (Volta Styla:))

"Genç"liğinin stil dolu karelerini Styleboom'la paylaşan herkese teşekkürler:) Eski albümlere bakmak, çocukluğumuzu özlemek, unuttuklarımızı hatırlamak, biraz da gülümsemek, kendimizi çok aptal bulmak, annemize babamıza şımarmak, scannerla kavga etmek sizce de keyifli olmadı mı:)) Umarım mail trafiğinde kimseyi atlamadım:)


  • Tulum modasını daha o yıllardan öngören KankaNerdeyimBen ve Dimple In Wonderland! Can seçimini jeanden yana kullanırken, Dimple sim detaylarla tulumuna feminenlik katmış:)
  • Daha o zamanlar beachte havalı görünmenin bir fashionistanın başlıca kurallarından olduğunu pek tabiiki bilen Fashion Kido bikinisinin üzerine geçirdiği tshirtü Kate Moss'a meydan okurcasına yandan düğümlemeyi seçmiş, sürüden biri olmak mı? Asla!
  • Bir moda tutkunu bacağı yaralı dahi olsa davetten, balodan geri kalmaz, tıpkı Fashion By Siu gibi, o zamanlardan hardal sarı ve puantiye modasına uymuş ve pek tabii ki bir fiyonkla imzasını atarak ismini taçlandırmış!
  • Aksesuarın önemini genç yaşta kavrayan Life in Mono Yael Morel kemik gözlük ve elbisesiyle uyumlu pabuçlarıyla adeta "kıyafeti tamamlayan aksesuar"dır diyor. Asla modası geçmeyen ekose seçimiyle risk almıyor, tebrikler:)
  • Men's Fashion Ozan o yıllardan aykırı! Ağaç üzerinde bile şıklıktan ödünç vermeyen Ozan militer dokunuşları parlak sarı ile yumuşatarak fark yaratmış!


  • Tanrım bu mozaiktekiler sanki Champs Elysees'de süt içmeye hazırlanıyor! Bu sezonu kasıp kavuracak kruvaze trendine öncülük eden Twitdayı yüksek bel pantolonu, kuplu yeleği ve gömlek yakasını süslediği ince kurdelayla "jilet" gibi bir silüet sergiliyor. Daha o yıllardan ileride bir yere gidecekleri zaman karısını saatlerce bekleteceği belli olmuş:o
  • Cindrella Under The Umbrella bugünkü fotojenisini genç yaşından bu yana pratik yapmasına bağlıyor! Sezonun yün elbise trendini, o da nesi, uçuk mavi ve kahve birlikteliğiyle sağlamış, alkışlar Cindrella'ya!
  • Stil Direktörü'nün içindeki özgür ve gezgin ruh onu keşifleri sırasında stylish olmaktan alıkoymuyor! 1982de dağlık bir bölgede(!) hippi trendini enn muhteşem şekliyle, kırmızı etek-nakışlı gömlek ve kocaman çerçeveli gözlüklerle uygulamış!
  • Ve şık Stilize! Onu başka türlü görmedik ki! Yeterince bilezik ve yüzük takamadığı için yaygarayı kopardığını düşündüğümüz bu karede fırfır trendini en şık şekilde uygulamış! Valentino'nun yeni tasarımcılarına taş çıkartacak bu fırfırlar ona en çok yakışan renklerde mavi ve beyaz tonlarda hayat bulurken üzerinde hafif kontrast yaratacak mini desenler göze çarpıyor:)
  • KorayCaner büyük hayallerin çocuğu! Kafasında binbir proje baklava deseninin modası geçmez ama bir o kadar modern görünümüne bürünmüş...Erkekte paçaların kısalacağını o zamanlardan haber veriyor!
  • Güzeller güzeli Nur Karaata gardrobun önemini o yıllarda kavramış! Bu yaz hepimizin iç geçirdiği fistolu iç etekle ultra trendy! Ya o minik fiyonkların Miu Miu'ya pışıık dercesine kıyafete serpiştirilmesi... Çizgilerin modası asla geçmez!
  • Eymen: moda ve müzik adamı! Ekose pantolonun tadında bırakılmış boyu, yelekteki asimetrik cep kontürleri, geniş yaka gömlek, daha anlatmaya gerek var mı!


  • Alexander Wang henüz akıl edememişken göbeği açıkta bırakan cropped üstler denince akla Miray Uçar geliyordu! Ve tabii küçük Jenny Humprey kendini bir şey sanmadan önce altına etek giymeden sadece çorapla fotoğraf verme trendini de Miray yaratmıştı!
  • Acarhatun gün gelecek bikini bitecek ve yeniden mayo dönecek der gibi, haksız da çıkmadı! Geçen yaz mayolar önce bikini sonra mayokinileri ezdi geçti!
  • Betül bir kaç sezondur modacıların gözdesi olan country tarzıyla stilini belirlemiş! Püskül püskül diye VOGUElar coşmadan çok önce püsküllü yeleğine bağlanmış. Özgür, umarsız, neşeli, doğaya düşkün ve şık!
  • CMOS'un Dünyası lütfen dikkatinizi çekerim açık ayakkabı içine çorap giyme trendini gururla sunar, hem de 93'ten:) Floral desenin ve neon birlikteliğinin en güzel örneklerinden elbisesiyle büyük alkış hakediyor!
  • Büşra Ünaldı varını yoğunu yatırdığı gardrobunun hakkını vermeye 80lerde başlamış! Tüm dergiler size kemer kemer kemer demiyor mu! Buyrunuz 60'lara gönderme yapan ekose volanlı etek, duble düğme ve kalın kemeriyle Mad Men style Büşra Ünaldı'dan geliyor!
  • Canan da hem tulum hem de jean tulum seçimiyle geçen sezonun en hit trendlerinden birini selamlamış!
  • Ece Saçar! O bir doğal sarışın ve bunu sarı renkle bir kez daha yüzümüze yüzümüze vuruyor:) Yine geç 50ler erken 60lara gönderme yapan , bize Grease'den Summer Love'ı hatırlatan Ece, Olivia Newton John kombiniyle tam boomstyle! Pötükare desen ve fırfırlar! Yetmedi mi? Socks with sandals:) Daha ne!?
  • Kelebebek şıklığıyla davetlerin aranan ismi: kat kat fırfırlar, tabii ki karpuz kol ve saçlarda saç çiçekleri, beyaz ve asil.


  • Tolga Günay hayvan deseni modasını o yıllardan görmüş ama hayır zebra ya da leopar değil kaplumbağada karar kılmış:)) Turuncu ve lacivertin mükemmel uyumu yetmezmiş gibi dize kadar çekilmiş çorap trendinin de öncüsü olmuş.
  • Didem yüksek bel etek seçimiyle woooow dedirtiyor! Karpuz kollu trikosu ve etek kombini muhteşem!
  • Çiğdem ince taşlı bir bilezik ve beyaz rengin nasıl da zamansız olduğunu gösteriyor, sade ve şık!
  • Hande monokrom elbisesine yaka detayıyla hareket katmış, elbisenin trapez kesimi mükemmel:)
  • Herşeye Rağmen Hayat Güzelll ama eğer kıyafetin içine sindiyse:) Hayat Güzelll uçuk mavi elbisesiyle yaz sezonunun fistolarına selam duruyor, kat kat fırfırlar ve 10 numara bir hareket olan kıpkırmızı kontrast ayakkabılarla ağlatıyor:)
  • Morkelebek karamel ve kahve uyumunu daha Styleboom dünkü postu yazmadan uygulamış! Bu senenin modası çıkarılıp takılabilir askılı eteğiyle adeta ders veriyor!
  • Nuray ise yine fırfır trendini seçmiş, birbirine son derece uyan kırmızı siyah ve beyaz renklerle hem klasik hem göz alıcı.

  • OffNeGiysem kürküyle Chanel'e bu sezon ilham olmuş! Sahte tavşan kürküyle hem şık hem hayvansever! Üstelik kürk mantolu madonnamızın yakasındaki ponponları gün gelecek cam bonbonlara dönüşecek:)
  • Vee Wonderwoman'dan muhteşem bir hareket, Betty Draper bir adım geri çekil ve bak! O kloş, volanlı, limonküfü, floral elbise 60lar değilse ne! Bu sezonun modasını Wonderwoman herkesten önce söylemiş!
  • PelinInStyleölümsüz bir stille fotoğraflanmış! Mireille Mathieu saçlardan gözlerini alabilenler dikkat edecektir, kadife ve yün, sezonun 2 hit materyali bir arada. Peki ya kazak içinden çıkan geniş yaka?
  • Retromodda siyah-beyazı sarıyla patlatmış! Sarı rengi korkusuzca kullanacak cesaret ve moda duygusu!Saygıyla eğiliyoruz:)
  • Tuba da sarı modasını uygulayanlardan, fırfırlı bikinisiyle Evangeline Lilly'den farksız! Bir klasik:)
  • Altbilgi Yasemen puantiye puantiye puantiye içinde ve kolda fırfır ve kat oyunlarıyla Luella artı Özgür Masur kadını olmuş sayın okurlar! Tek kelimeyle boombastic:)
  • Tuğçe de sezon trendlerinden enn esaslısına ipek kadifeye göz kırpmış! Yakada fular detayı, dantel ve kadife, Tuğçe o zamanlardan Sonbahar 2010u telaffuz etmiş:)


  • Kudret örgü elbise modasını uygulayanlardan, üstelik kol ve yaka detaylarıyla öne çıkan pembe bir modelde!
  • Sevgi'den The Sartorialist'lik bir kombin aman Tanrım! Marine üst ve floral alt, tipik bir Londra street style karesi.
  • Follow Tuba son bir kaç sezonun vazgeçilemezlerinden militer trendini sevimliliğiyle kombinlemiş, haki hiç bu kadar tatlı olmamıştı:)
  • Vee Willdone hem colorblock elbisesi hem de kaçmış çorap trendini uygulamasıyla puanları topluyor! Süpper:)

HEDIYE | Mystic Tan'le Mistik Bir Bronzluğa Hak Kazananlar:p

Eveeet tam 44 kişi "Bronzlaşmayı seviyorum çünküüü..." dedi ve sebebini yazdı, yorumları okumak çok keyifliydi:)

MYSTIC TAN ile bronzluğa erkencikten kavuşacak olan şanslı Styleboomerlar da pek tabii belli olduu! Kimler mi?

♥ ♥ ♥ YORUM YAPAN HERKES! ♥ ♥ ♥

Evet evet şaka değiil, bu teknolojiyi Türkiye'ye getiren MYSTIC TAN sizden gelen ilgi üzerine çok mutlu oldu vee hepinizi "bronz ve mutlu" etme kararı aldı:)

Siz de bu güzel jeste karşılık belki MYSTIC TAN Facebook Fan sayfasını "Beğen"irsiniz:) Hem böylece promosyonlardan da haberdar olursunuz!

Posta yorum yapanları en geç 25 Nisan Pazartesi akşamına kadar styleboomblog@gmail.com adresine ad soyad, adres ve telefon bilgilerini yollamalarını bekliyoruum:) Hadi artık yaz da gelsin!

Yorum bırakamayanlar için işte MYSTIC TAN noktaları:
NBA Kuaför - Nispetiye Caddesi. Selçuklar Sokak No:9 Etiler 212 351 49 21
Toka Kuaför - Barbaros Mah. Uphill Court Sitesi No:3 Ataşehir Merkez, Ataşehir216 688 54 05

22 Nisan 2011 Cuma

TREND RAPORU | Bel Çantaları: Peki Ya Yanlış Ellere Geçerse?!?



Yanlış ellere düştüğü takdirde nükleer gibi tehlike yaratacak bir trendle karşınızdayım hanımlar: Bel Çantaları! Hanımlar diyorum çünkü lütfen beyler hakikaten uzak dursun, yok durmam diyen varsa buyursun buradan ekşi'ye tıklayıversin önce:))

Bizim kuşağın freebag diye bildiği(nedendir bilinmez zira free yani özgür degil ki gayet bağlı bu çanta?) ve hafızalarımıza Yaşar Alptekin'in içine yün kazak soktuğu jean pantolonunun belinde filan zehirli bir şekilde kazınan bu "bel çantaları" baya baya yeniden moda oluyor ama bu defa daha şık, daha elagan, daha Parizyen:)


Emilio Pucci-Alexander Wang-Jaeger London-Hermes-DvF-Jill Stuart

Hermes, Jill Stuart, DvF gibi "doğru" ellerde yalan yok çok da güzel olmuş! Favorim Jill Stuart ve Jaeger London'dakiler gibi mini ve formlu cüzdanımsı/clutchımsı olanları.

Bu çantaları genellikle uzun bol pantolonlar, uçuşan etekler ya da bermuda ve şortlarla kombinlenmiş. Bunun yanında normal kemerlere takılabilir versiyonları da var.

Şimdilik ülkemizi pek etkisine almayan bu trend, sonbahar defilelerinde göze çarptığına göre yakında Edirne'den bu tarafa geçecek demektir. Pekii ne dersiniz deneyelim mi:)?