30 Haziran 2013 Pazar

SUNDAY | Pazar Okuması


Bu Pazar'ı yine kitap tavsiyesine ayırdım:) Bir de Kindle'a! Doğumgünü hediyem olan Kindle sanıyorum bu yıl bana alınan en mantıklı ve şahane hediye oldu (ama bu cümleden ayakkabı, mücevher gibi mantıksız ve şahane hediyelere kapalıyım sanılmasın:p ) Nedenine gelince, #babyboom 'u uyuturken, beslerken vs kocaman bir kitabı yanımda sürekli taşımak, sayfalarını çevirmek gibi zorluklardan beni kurtarması: bu hafif, pratik ve minik şeyle dilediğim kitabı pıtır pıtır okuyabiliyorum.

27 Haziran 2013 Perşembe

BABYBOOM | Hamilelik Sürecinde Giyme, Yeme, İçme Ve Vesaire


Mail, twit ve yorumlarla bir dolu sorular alıyorum sizden, elimden geldiğince de cevaplamaya çalışıyorum. Yine de bir postla toparlamak istedim. Ben şu kadar kilo aldım, bu kadar verdimlere girmeyeceğim, çünkü her kadın, her hamilelik, her metabolizma farklı, ve başkasına bakarak kalıplara girmek hele de hamilelik gibi özel bir süreçte pek de doğru değil diye düşünüyorum. Ben hamilelik sürecini genel olarak nasıl geçirdim, onun kısa bir özetini yazayım, önerilerimi sıralayayım istedim. Bu özeti de 3 farklı post olarak hazırlayacağım: biri bu post yani hamilelik; diğeri bebek, ve en sonuncusu da doğum ve sonrası olacak. Umarım bazı sorularınıza cevap olur:)

24 Haziran 2013 Pazartesi

BOOMSTYLE | Bir Zamanlar Fuşya


Hani yazlık-kışlık değişimi yaparken  kıyafetin cebinde unutulan bir şey bulunca bir sevinilir ya, mesela küçücük bir meblağda bile olsa para, mesela sevgiliden bir not, mesela bir dergiden yırttığın sayfa:) İşte ben de kaldırdığım şortlardan birinin cebinde bulduğum SD kartla pek sevindim! Bu kombin taa geçen yazdan bir düğünden, bir yolculuk dönüşü hızla hazırlanıp apar topar yetişilen cinsten, telaşlı bir düğündü. Kartı kaybedince postu yapamamıştım. En sevdiğim, ve sanırım gardrobumdan asla eksik etmeyeceğim MyBestFriends uzun evaze eteklerimden biri üzerimde. Bir #babyboom öncesi inceliğindeyken ben:)

23 Haziran 2013 Pazar

SUNDAY | Babaların Pazarı


Anne-oğul ayakkabı tutkunu olunca geçen hafta Babalar Günü hediyemiz de elbette ayakkabı oldu:) Aslında biraz da aklımız çelindi! Beni takip edenler erkek moda tasarımında Niyazi Erdoğan'ı  ne kadar da sevdiğimi önceki postlardan hatırlayacaktır, körün istediği bir göz Allah verdi iki göz misali Niyazi Erdoğan, İnci için ayakkabı tasarladı! Hem Niyazi, hem ayakkabı oh la laa:) İşte o koleksiyondan biz babamıza bu ciciyi seçtik, pek yazlık, çok hafif, fena şık:) Bir de çekimle süsledik!

21 Haziran 2013 Cuma

BABYBOOM | 2 Ay


#babyboom 'un 2. ay dönümü bugün! Benim 35 senelik hayatımda yaşamadığım ya da en fazla bir avuç kaldığımız bir şey onun 60 günlük hayatına sığdı, o bir direniş çoçuğu, Türkiye'de ezberlerin bozulduğu bir dönem bebeği:) Geçirdiğimiz şu son bir ayda buna büyülenmek dışında yaptıklarımız ise malum cok cok, gak guk:) Artık baya baya anlamsız bebek sesleri ile muhabbetteyiz oğlumla, dakikalarca o şekildeyiz, bence bıraksan 2 güne konuşacak, annesi gibi dilli düdük olacak:p Daha dün kendisine "aa oğlum hadi anlamsız bebek seslerini bırak da bir agu de!" dedim:) #direnagu

19 Haziran 2013 Çarşamba

AKSESUAR | Fedora ve Floppy Aşkına, Yüz Şekline Göre Şapka!


Bu aralar ne kadar karmaşığız değil mi? Her sabah belki umutsuz uyanıp sonra sırf biri "duruyor" diye umut doluyoruz. Ya da umutla dolu bir güne uyanıp, bir anda oluverenlerle umudumuzu yitiriyoruz. Oysa sadece istediğimiz gibi yaşamanın, sıradan bir Pazar kadar yalın, basit, kendi halinde olduğu günler gelsin istiyoruz.

Bu post yaz-kış vazgeçemediğim ama yazın özellikle başımın üstünde yeri olan şapkalar için geliyor. Ben yazın fedoramı ya da floppylerimi vestiyerden kapıp da dışarı koşanlardanım. Siz?

12 Haziran 2013 Çarşamba

ZEYTİN


Gün"aydın" değil!
Oysa barış bir zeytin dalı kadar kolay, nafi ve yeşildi.

11 Haziran 2013 Salı

BOOMSTYLE | Yeniden Motora!


Ortalık toz duman olmadan, hepimiz gerek ayar gerek gaz gerek su yemeden tam da 1 gün önce ben Eylül 2012'den bu yana hasretle beklediğim bir şeye yeniden kavuşmuştum: motor keyfine! İstanbul'un felaket trafiğine ve yazının nemli sıcağına ilaç gibi gelen ve keyfi anlatılmaz yaşanır olan motora hamilelik haberiyle uzun bir ara vermiştim mecburen. İşte bu post yeniden birleşmemiz şerefine:) Hanımlar bence ilk fırsat bulduğunuzda  motor ehliyetinizi cebinize koyun, hatta çoğalın çoğalın ve belki şehir trafiğine rengarenk bir nefes, trafiğin erkeklerine de biraz daha medeniyet gelir!

2 Haziran 2013 Pazar

SUNDAY | Direnen Pazar


Bu Pazar hiç de keyifli bir Pazar değil, nice keyifsiz Pazarların, günlerin, gecelerin, yılların acısının kelimenin tam anlamıyla çıktığı bir Pazar. Gördüklerime, duyduklarıma, yaşayıp şahit olduklarıma inanamadım. Vahşet, şiddet, orantısız güç değildi inanamadığım; bunları bu ülkenin çeşitli bölgeleri çeşitli zamanlarda yıllarca yaşadı, OHAL'de, doğuda, Reyhanlı'da, İstanbul'da, Ankara'da; inanamadığım sonunda "her kesim hep birlikte partiler üstü, takımlar üstü, siyasetler üstü sokaklara dökülebilmemiz" olmuştu. Ve yılmayış, direniş, ölüp ölüp yeniden diriliş! Bir gün bir yerde oturuyorken üstüne apansızca saldırılabileceğinin, böcek gibi ezilip oracıkta bırakılabileceğin gerçeğiyle yüz yüze kaldığında anlayabildik bunu. Bunun dehşeti karşısında kilidi açılan kapılar, Tanrı misafiri diye içeri alınan yaralılar, mihrabını sedye yapan camiler, gönüllü avukatlar, doktorlar, kepenk kapatmayan eczaneler. Biz, hepimiz: bir avuç faşist ahlaksız alkolik marjinal terörist ideolojik vizyonsuz "grup". Kimi bize halk demeyi tercih eder. 

Şafak baskınıyla doğaseveriyle, 1 Mayıs'ta işçisiyle, bedeniyle ilgili kararlarda özgürlük isteyen kadınıyla, Hopa'da öğretmeniyle, doğuda vatandaşıyla, festivalde müzikseveriyle, üniversitede hocası ve öğrencisi ile, tiyatroda sanatçısıyla savaşan bir iktidar; mezun yemininde milletini koruyacağına namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği, bindiği araçta "halk için emniyet" yazdığı halde o iktidarın emriyle çılgınlar gibi saldıran polis; fiziki yollarla bir sansür ya da yasak yemediği halde o iktidara yaranmak, karından bir gıdım zarar etmemek üzere ekranlarını karartan medya. Bu milletin en son böyle hoyratça kuşatıldığı zaman "savaş" zamanıydı! Bugün bu direnişle bozulan ezberlerin sonu ne olur, bizi nereye götürür, bizden ne alır, bize ne verir zaman gösterecek ama tarih aynı anda yaşayan bir büyük gururu ve bir büyük utancı hiç unutmasın. Biz de unutmayalım, bunlar burada söz uçar yazı kalır misali kalsın. Dönüp dönüp bakalım. Aşağıda fotoğraflar http://occupygezipics.tumblr.com/ sitesinden.

BU OLANLARIN ARŞİVİ ŞURADA UNUTMAYALIM PAYLAŞALIM