30 Temmuz 2010 Cuma

KOLEKSİYON | Jean D'art by Özlem Süer

Fotoğraflar: Tolga Günay


Çarşamba akşamı pek heyecan verici bir davet üzerine Özlem Süer House'daydım. ÖZLEM SÜER dünyanın önde gelen denim kumaş üreticilerinden BOSSA ile ortak bir projesini, JEAN D'ART koleksiyonunu tanıtmak üzere bizi çağırıyordu. Eline aldığı her kumaşa epik bir hayat öpücüğü veren tasarımcı acaba "kot"la ne yapmış olabilirdi öyle merak ettimki, azıcık hasta olmama rağmen kendimi gitmekten alıkoyamadım. Zaten o ev, o ev sahibi, o ekip insana dert, tasa, hastalık unutturuyor:) Buradan teşekkür ediyorum!

"Jean" kelimesi artık neredeyse "özgürlük" kelimesine eş değer her evin her gardrobuna girmiş, herkesi bir gün olsun kurtarmış bir parça, ve koleksiyona ilham veren Jean D’Arc da 15. yüzyılda yaşamış bir özgürlük savaşçısı, ikisi ÖZLEM SÜER'in büyülü hayal gücünde bir araya gelip, katışıp JEAN D'ART oluyor, yani Jean Sanatı, özgürlük sanatı...




ÖZLEM SÜER HOUSE'un gizli bahçesinde verilen davette bizi jean renginde devasa bir makaron pasta, güleryüzlü bir ekip, beni tek tek dolaştırıp süreci anlatan, çalışkan karınca BayanMor, harika müzik ve ormanın derinliklerine karışmış, ağaçlara, dallara, sarmaşıklara dolanmış JEAN D'ART tasarımları karşılıyor.

Bu işbirliğinin nasıl gerçekleştiğinin cevabını ÖZLEM SÜER veriyor: " Ben ve ekibim deneysel çalışmalara bayılıyoruz. Bu yenilikçi çalışmaları yaparken de işin özünden uzaklaşmamayı bir ilke ediniyoruz. Bu projede de denimi ham hali ile koruyup, aslına sadık kalarak ve sentezleyerek lüks bir tüketim parçası haline getirdik."



Koleksiyonu incelemek üzere üst katlara çıkarken kapıda bizi "ilham sandığı" karşılıyor, koleksiyonun şurada görebileceğiniz fotoğrafları EMİR SARISAÇ'ın objektifinden, styling ELİF DİZDAROĞLU'ndan, ve bu ikiliye ilham veren yukarıdaki bir çingene çadırından ışınlanmış gibi duran sandığın içindekiler:)



Koleksiyonda bana göre en çok öne çıkan denimin "avant-garde" yorumlu. Denim jakarlanmış bile! İnanılmaz... Bunun özel dokuma teknikleri ve labaratuvar desteği ile ortaya çıktığını öğreniyorum, benim gibi birisine zaten deney densin, labaratuvar densin, deneme densin, bayılıyorum! Kıyafetler kat, volan, fermuar, özel yıkama teknikleri ile güçlü ve kot için devrimsel. Vintage efektler, 15. yüzyıl Fransası'na selam duran korseler, güçlü kol, omuz ve yaka detayları benim en beğendiğim noktalar. Korse tapılası!



Koleksiyonu inceledikten sonra ben de Özlem Hanım'a her konuk olan kişi gibi yine, evet bir kez daha ÖZLEM SÜER HOUSE'un büyüsüne kapılıyorum, en ufak zerresine kadar sanat, tasarım ve özen kokan evde öyle özel, öyle eşsiz şeyler var ki, bu blogdaki muhteşem fotoğraflara imza atan Tolga Günay fotoğraf çekmeye doyamıyor:) Yukarıda antika mobilyalar, kitaplar, kadınların kendilerini şımartmayı bildiği yılların izleri, ÖZLEM SÜER gelini olursanız sizi saç, makyaj, bakım ve gelinlik hizmetinizin sunulduğu özel gelin odasından kareler görebilirsiniz, çok daha fazla fotoğraf Styleboom Facebook'ta!



Ben bu şıklık içinde en az şık olandım o gün, kendimi 1900lerde Paris'te hayal edip parfüm şişesiyle şımarırken çekiyor Tolga beni:) Ne giymişim ne takmışım ayrıntılar her zaman olduğu gibi Boom'Style'da! Bir dakika sabit duramadığımdan olacak orada birlikte olduğumuz Iconjane ve Moda Cadısı ile bir fotoğrafım yok, ikisinin de kıyafetleri çook güzeldi :))

Özlem Süer’in Bossa’nın desteğiyle tasarladığı ve sınırlı sayıda ürettiği JEAN D’ART koleksiyonunu Özlem Süer’in Nişantaşı’nda yer alan atölye - mağazasında yaz boyunca
bulabileceksiniz.

FLASHION' NEWS | INCEPTION'DA BAŞROLDE TAKIM ELBİSELER, TAKIM ELBİSELERDE TÜRK İMZASI



Hanımlar beyler her ne kadar öyle boncuk boncuk gözlerim, yanım yanık tenim olmasa da dikkatinizi kısa bir süreliğine de olsa Leonardo'dan şu habere çekmek isterim: bugün gösterime giren ve izlediğinizde göreceksiniz filmde başrolü Leonardo Di Caprio ile paylaşan o birbirinden jilet takım elbiselerin bir Türk tekstil firmasına ait olduğunu biliyor muydunuz:)) ESQUIRE dergisinin bile Inception için ayırdığı sayfada "Who the hell made those suits?" diye sorduğu muhteşemlikteki takımları!

Evet! Türk deri ve tekstili Washington'dan sonra(yoo Bush'a atılan ayakkabıyı kastetmiyorum:)) şimdi de Hollywood'da:))



Şaka bir yana, filmi izlerken dikkatle bakın, kostüm karakteri konuşturan en önemli unsurlardan biri sinemada ve kumaşından kesimine, gangstasından yakuzasına bir Türk firması orada!



Eskişehir orijinli olan ve film için özel hazırlanarak dikilen takımlar, ceketler ve gömleklerin tamamı TENNESSEE ve MARCO DONATI markalarının sahibi Çetintaş Tekstil'den. Nisan 2009 yılında Los Angeles'ta düzenlenen Globaltex fuarında bir çok önemli filmin kostüm tasarımcılığını yapan Jeffrey Kurland firmanın standındaki takımları ve kumaş numunelerini çok beğeniyor ve Los Angeles-Istanbul-Eskişehir sipariş trafiği başlıyor:)



Her ne kadar burada okuyabileceğiniz Esquire röpörtajında takım elbiselerin tasarımcısı Jeffrey Kurland ben şöyleyim ben böyleyim demekten bir kez bile Türkiye'yi ya da kostümlerin orijinini telaffuz etmemiş olsa da ben Çetintaş'a "Bravvo" diyorum:)

Bravoooo! Türk pamuğunun, kumaşının, derisinin kalitesi profesyonel gözlerden kaçacak gibi değil, bu zaten kocaman bir gerçek; tasarımda da yeni, yenilikçi, farklı ve cesur olabildiğimiz, PRımızı adam gibi yapabildiğimiz gün çok güzel bir gün olacak!

29 Temmuz 2010 Perşembe

BOOM'STYLE | Boom Sıçana Dönmeden Önce Ne Giymiş?



Bu şapkayı Eminönü'nde kocacığımla rutin keşif gezmelerimizden birini yaparken aldık, şapkayı denerken satıcı amca bana "oo tekneniz mi var" dedi, önce şaşkınlıkla "huahah teknem olsa burada ne işim olur" diye düşündüm ama sonra amcamın ak sakalları gözüme takıldı, bu bir işaret olabilirdi! Hemen koştum bi yandaki Nimet Abla'dan piyango biletimi aldım:)) Rakamları söylüyorum: 774 244. Piyangocu arkadaş ve kocacım ağız dolusu gülerek böyle bir şeyi en son Zeki-Metin filmlerinden birinde gördüklerini söylediler:/ Ve evet halen teknem yok!

Dün bu şapkayı takayım dedim, İstanbul'da bazı semtleri haritadan silen anlık yağmurdan önce böyle de beyaz, böyle de denizciydim, şapkamdan olacak bana gele gele Nuh'un gemisi denk geldi:)) Tekne mi istemiştin Boom?!

Kıyafetin tamamı, detayları ve markaları için artık biliyorsunuz BOOM'STYLE'a tık tıklıyorsunuz:)

FLASHION' NEWS | IFW TAKVİMİ BELLİ OLDU!



Heyy modayla dopdolu bir İstanbul'a 26 gün 14 saat 22 dakika kaldı, ve defile programı belli oldu:))

Haramiler Aranıyor :))



Dünkü postun yorumlarına bakıyorum da, meğer bizim hanımlarda ne macera dolu ne karanlık bir yön varmış!

Madem Boom ve haramilerin beylerin dolabına dalmasına bayıldınız, madem keşke ben de bu büyük yağmaya ortak olsaydım dediniz, madem gözünüz kara:) hadi o zaman, sıra sizde:)) Abi, baba, kanka, sevgili, eş ayırdı olmadan en az 1 erkek kıyafetiyle yaptığınız kombinleri styleboomblog@gmail.com a yollayın, haftaya bugün burada yayınlayayım:)

Boom yeni haramilerini arıyooor!

Not: Yüzünü göstermek istemeyen kanunsuzlar mailde belirtirse ben ilgilenirim:) İlla bloga sahip olmanıza gerek yok, çağrım tüm Styleboomerlara:)

28 Temmuz 2010 Çarşamba

BOOM ve 40 HARAMİLER BEYLERİN GARDROBUNDA!

Hani şu bardağın yarısını boş mu dolu mu görüyorsun optimizmi vardır ya, biz hanımlar ağzına kadar dolu da olsa(ki öyle bir şey mümkün olamaz:/) gardrobun hep "boş" kısmına denk geliriz, tam da bir yere çıkacakken "GİYECEK HİÇBİR ŞEY"imiz olmadığı acı gerçeği bizi beklemektedir:))

İşte bu gibi durumlarda panik yok sevgili Styleboomerlar, gardrobunuzun önünde kara kara düşünmeye son! Giyecek hiçbir şeyiniz kalmadıysa sevdiceğinizin dolabı ne güne duruyor, gün talan, yağma günü:) Biz bloggerlar bakın nasıl başlattık, sürdürmesi sizden:)



Harami başı olarak ben ilk kombin için kocacığımın pek değer verdiği gömleklerinden birini sınırdan kaçak geçirdim, baktım bir şey eksik, şapkayı da yanına kattım:) Gömlek KOTON, şapka KANGOL. İkincisi ise bana giyecek bir şey bulurken zorluk çıkaran sarı pabuçlarım hatırına, tam da kocacım giymek üzere aranıyordukii "a-aa o kirli ayol" dedim, afiyetle giydim:) Moda uğruna öl ya da öldür değil mi ama, ne yapacaksın:)



Tshirtün sahibi hele bir de sizi kızdırmışşa vur makası yakaya al sana Ajda'cığım seksapelinde bir kombin! Fashion Kido tam gardrobun önünde acı gerçekle yüzleşmişti kiii o da nesi:)) geçmişten gelen Sid Vicious ona göz kırpıyordu, tek yapması gereken yakaya bir modifikasyondu!



Şu an bir güzel tatil yapan DB Junk plajda bikini üzerine ne giysem diye düşünürken kocacığın dolabına göz dikiyor, suç üstü yakalansa da sonraki pozlar gösteriyorki zafer harami DB'nin ta ta ta taammmm!



Yetenek kumkuması Bilun bile bazen ne giyeceğini bilemiyor, işte o günlerden birinde "paşa" nişanlısının "paşa" gönlünden kopan paşalı bir tshirtü lacivert ve nar çiçeği ile kombinlemiş. Bir dakika önce İngilizce WHAT IS FASHION diyen Bilun, bir dakika sonra özüne dönüyor, Osmanlıca şıklaşıyor:)



Her ne kadar ata ninelerimiz "Sinek kadar kocan olsun başında bulunsun kızım" buyurmuşlarsa da sizler XL sevgililere sahipseniz(sahip ne demek haşa:p) sizden iyisi yok, resmen ekstra elbise sahibisiniz!

Stilize kocacığının çivit mavi gömleğini gökkuşağı renklerinde kemer ve mavi Melissa'larla, Alışveriş Cini ise uçuk mavi TOMMY HILFIGER gömleği kahverengi kemer ve kırmızı wedgelerle hareketlendirerek sezonun "gömlek elbise"lerine selam durmuş:)

Fiyonk düşkünü taze gelinimiz Fashion by Siu kendisinden bekleneceği üzere fiyongun dayanılmaz hafifliğine yenik düşerek damadın papyon ve üstelik smokin kemerini sahiplenmiş:) meşhur Suare gömleğine eklemiş! Moda Cadısı o ayılıp bayıldığımız stilini konuştururken sevgili gardrobundan faydalananlardan, sevgilinin PAUL SMITH JEANS gömleğiyle yaptığı layering sezonun favori trendlerinden!



Bu yağmada bana eşlik eden biricik haramilere teşekkür ediyorum, hem eğlendik hem giyindik:) Sıra sizde, gözlerinin yaşına bakmayın hanımlar:p

26 Temmuz 2010 Pazartesi

BOOM'UN SİHİRLİ LAMBASI :)



Tatlı mı tatlı bir arkadaşım ta ne zaman benden post istemişti, bir Wishlist hazırlasana dedi, bir türlü fırsat olmamıştı:) İşte sonunda baktım dileklerim sürekli değişiyor ve üstel şekilde artıyor:)) bekledikçe durum daha da vahim oluyor, bu mübarek günde hop ilk aklıma gelenlerle yaptım:) Aslında ben ne dilerim sevgili Styleboomerlar? tabii ki pabuuuuç:))

Şu son 10 dakika için de bakın neler dilemişim:)

1) iPhone :)
2) Nicholas Kirkwood, Charlotte Olympia ya da Christian Louboutin pabuç
3) Zümrütten herhangi bir şey
4) Elie Saab'dan ağıııııııııııııııııııır mı ağır, şöyle taşırken can vereceğim bir tuvalet:)
5) Bir CHANEL tweed ceket
6) Kırmızı ya da siyah bir Lady Dior
7) Batya Kebudi sembol yüzüklerden
8) Bahar Korçan for Model Pırlanta melek yüzüklerden
9) Klasik bir Aston Martin
10) Gemiyle dünya seyahati

"...ah çok teşekkür ederim, çok incesiniz, ne gerek vardı" demeyi nasip eyle Tanrımmm:)

Hadi bakalım sevgili Styleboomerlar size de 3 dilek hakkı veriyorum, dileyin görelim:))

HEDİYE | BOYNER Hediye Çekleri Şanslı Serena ve Blair'lerini Bulduuu:)



Ta ta ta taammmmm:) Gossip Girl'den ilham alıp hazırladığımız kombinlerden seçtiniz, beğendiniz, umarım eğlendiniz, üzerine de tahminler yaptınız! İşte bu tahminlerden gerçek fiyatlara en yakın olanlar arasından Random.Org tarafından belirlenen BOYNER Hediye çeklerinin sahibi şanslı 5'limiz:

Özleme Dair
Nyks
Işıl
Stardust
Cerryy

Hanımlaaar 3 gün içerisinde isim, adres ve telefonlarınızı styleboomblog@gmail.com adresine bekliyoruuum, yoksa hediye çekleri yedek isimlere gidecek...

Hem BOYNER'e, hem siz süper Styleboomerlara bu eğlenceye ortak olduğunuz için çoook teşekkürler:)

TASARIMCI | Güney Yarıküreden Yükselen Yıldız DION LEE



DION LEE 24 yaşında Avustralyalı bir tasarımcı, şimdilik yalnızca 2 koleksiyon sundu ve tek başına Avustralya Moda Haftası'nı konuşulur kıldı!



Jak&Jill'de biraz daha yumuşadığı ve renklerle canlandırdığı son koleksiyonundan enfes kareler görünce tamam dedim, bunu paylaşmalıyım:) O balpeteği şeklinde ve şeffaflığında ağlar, birbiri içinden düğüm düğüm geçip uçuşa hazır bekleyen piliseler, Rorschach mürekkep testinden esinlenmiş bana iskeletleri size bilemiyorum artık bilinçaltınız ne görüyorsa:p onu hatırlatan dijital baskılar, pencereler, lazer kesikler ve grekoromen drapelerle yeniden yorumlanmış maskülen ceketler, ah ve de o kristal topuklu pabuçlar hazırladı bu postu:)



DION LEE'nin futuruzmi bir onceki metal omurgalı koleksiyonuna göre biraz daha yumuşamış, yerini sportif bir modernizme bırakmış. Yeni, değişik materyallerle çalışmayı çok sevdiğini söyleyen Lee plastik bir ceket, metal aksamlı tasarımlar, deney tüplerinden zincirler gibi endüstriel malzemeyi kıyafetin içinde kullandığı tasarımlarıyla öne çıkıyor, hatta Style.com'un yıldız avcısı Tim Blanks'in dilinden düşmez oluyor.



Ve tabii "yeni"liklere bayılan Rihanna da onu pek sevmiş!




Genç, yetenekli ve pek hoş! Moda başkentleri çok yakında podyumlarında yer açarsa şaşmayın:)



[Görseller:jak&jill,google images]

22 Temmuz 2010 Perşembe

TREND RAPORU | Gömleğin Fularlısı



Yazın "yaz yaz" olacağından ümidi kesmiş bünyem kah yağmur altında suadaya giderek, kah nasılsa yağmur yağar diye havuza gitmediğinden sıcaktan jöleleşerek geçirdiği, bir türlü doğru iklimde doğru yerde olamadığı Haziran-Temmuz ayları boyunca erteleyip durduğu Sonbahar-Kış trend raporlarının ilkini iftiharla sunar sevgili Styleboomerlar!

Daha önce indirimlerde ağustos böceği olmayın yazımla size yüzeysel bir kaç ipucu vermiş, o ipuçlarından "fularlı gömlek" trendiyle de SABAH gazetesinde Yaprak Aras Şahinbaş'ın hazırladığı Trendometre köşesinde çıkmıştım:)


Chloe -- Chloe -- Derek Lam -- Salvatore Ferragamo
Chloe -- Tibi --Celine -- Salvatore Ferragamo

Bu sezon podyumların önemli kısmını kaplayan 70'ler ve Charlie Girl trendi otomatikman kendinden fularlı gömlekleri de getirdi, özellikle ipek ve satende enfes duran bu gömlekler gri, karamel, kiremit ve beyaz renklerde zahmetsiz bir şıklık ve sofistike bir görünüm demek. Yine sezonun bomba pantolonlarıyla muhteşem olacaklar:)



Boomcum iyi hoş diyorsun da şu son indirimlerle ben iflas ettim, fularlı gömlekle boyuncuğumu sıkmadan önce kemerleri sıkmam lazım biraz diyenlerdenseniz(nasıl empatiğim:)) ama) o zaman kuyruğu doğrultana kadar DIY takılın hanımlar:) Zaten dolabınızda mevcut olan bir gömlekle aynı desen ve tonlu ya da farklı desenli, kontrast renkli enlice bir fuları alıp yakanın içinden geçirip güzel bir fiyonk yapıverin, fiyongun uçları sarkacak uzunlukta bir fularla bunu yapabilirsiniz, yukarıda örnekleri var:)



Sezona dair editöryaller dergi sayfalarını süslemeye başladı bile ve yukarıda Raquel Zimmerman fularlı gömlekleri birbirinden nefis şekillerde giymiş işte, ah o ortadaki kıyafet sen nasıl bir şeysin öyle!

[Görseller:style,google,fashiongonerogue]

19 Temmuz 2010 Pazartesi

HEDİYE | Gossip Girl Stili Yukarı Doğu Yakası'nda Değil BOYNER'de:) Serena Mısın Yoksa Blair Mi? Stilini Seç, BOYNER Çekini Kap!!!

Çok değil daha geçen hafta ben bir türlü gelmeyen yaza söylenerek ders çalışıyor, blogosferin hasretle dönüşünü beklediği Mordolap da minik kızı sebebiyle :) büyümekte olan göbüşünün sıkıntılarıyla boğuşuyorken GOSSIP GIRL setinde Serena ve Blair utanmadan enfes kıyafetleri ardı ardına giymiş, üstelik bunu Paris'te yapmış, makaronlar hüpleterek ikimizi de çıldırtmıştı (ki ben hasetimden şu yazımda çatlamıştım:))


İşte o kıskançlık sohbeti sırasında Mordolap ve ben "ne var biz de giyeriz hıh!" moduna girdik sevgili Styleboomerlar, şöyle baştan ayağa nerede giyinirizin cevabı tabii ki BOYNER'di, gittik ve olan oldu! İlham Gossip Girl'den, eğlencesi bizden, 5 şanslı Styleboomer için hediye çekleri BOYNER'den:)) Şansını arttırmak, eğlencenin devamına katılmak, diğer 5 çekten birinin sahibi olmak için Mordolap'a tıklaması sizden:))


Spotted: Büyük BOYNER İndirimi'nden ilk ganimetler!
Renk cümbüşü
...

Styleboom 5 adet hediye çeki veriyor. Biri sizin olabilir! Yapmanız gereken:


1) Styleboomer olmak!(artık biliyorsunuz sağ alttaki butondan bu blogun "İzle"yicisi olmalısınız)

2) Burada gördüğünüz kombinlerden ennnnn ama enn çok beğendiğinizi seçip, bu kombinin aksesuarı, ayakkabısı, baştan ayağa herşeyiyle yaklaşık kaç lira olacağını tahmin etmek ve bu tahmini yorum olarak bırakmak(örneğin Blair02 000TL gibi:))

3) 26 Temmuz Pazartesi sabah 09:00da en yakın tahminleri yapanlar arasından Random.Org şanslı 5'liyi seçecek, Blair'ler ve Serena'lar BOYNER'de çeklerini bir güzel harcayacak!

Bu blogu takip edenler bilir, ben tam bir Queen Bee'ciyimdir:) Peki söyleyin bakalım sizin stiliniz hangisi: Serena Blair mi? İkisinden biri gibi giyinmek hiç de öyle zor değil, buyrun sadece ve sadece BOYNER koleksiyonu kullanarak biz neler yaptık bir bakın:) Hem de devam eden Büyük Boyner İndirimi'ndeki ürünlerle!

Serena01 -- Blair01

Renklerden korkmuyor, bir yaz günü gibi hissediyor, desenleri karıştırmayı seviyor musunuz? Kıyafetiniz kusursuz, vitrinden çıkmış gibi mi olmalı? Elbise ve eteklere bayılıyor, ipekle coşuyor, pantolonla mesafeli bir ilişki mi yaşıyorsunuz? O zaman benim yani pardon sizin stiliniz BLAIR:) Tamam huyu biraz kötü ama siz de onu en az benim kadar sevmiyor musunuuuuz:) Belki de favori kombininiz yukarıdakilerden biri!


Spotted: BOYNERde aksesuar bol, mücevherden imitasyona,
siz nasıl isterseniz!


Ne giyerseniz giyin azıcık da olsa seksapel şart mı? Mikromini, vücudu saran elbiseler,skinny jeanler, model model pantolonlar, dışardan görülen iç çamaşırı, derin yırtmaçlar tam da sizin için mi? Ceket ve yelekler aksesuar öneminde mi? O zaman SERENA'ya buyrun:) Onun kombini favoriniz olabilir mi?


Serena02

Bir daha düşünelim: klasik çizgileri desen ve renk cümbüşüyle harmanladığınız cilalı ışıl ışıl bir görünüm size göre mi? Çünkü kesinlikle BLAIR'e göre:) O karanlık iç dünyasını dışa vurmamak için renklerle oynayan bir cadı:))


Blair02

Belki de Kate Moss en büyük ilham kaynağınız? Vintage ve rock parçaları birleştirmeyi seviyorsunuz! Kamel, kahve, gri tonları, altın rengi sizin renkleriniz? Bir tshirtü milyon kolyeyle süsleyip çıkıvermek size göre mi? O zaman içinizde bir SERENA var:)


Spotted: Serena stili bikini alışverişi:) Uzun maksi bir elbiseyle yaz moduna
geçilmiş! Sohbet, cep telefonu ve buz gibi bir kahve en az kocaman
kullanışlı bir çanta ve mücevherden farksız düz sandaletler kadar önemli:)
Bikini demişken 7 farklı
vücüt tipi için bikini önerileri vardı Boyner'de


Serena03

Fiyonk, dantel ve fırfır gibi girly detaylara bayılıyor musunuz ay evet ben bayılıyorum mesela! Saçınız her zaman düzgün, makyajınız hep hoş mu? Aksesuar bir kıyafeti bir anda değiştirir diyenlerden misiniz? O zaman kucak dolusu BLAIR'siniz:)


Spotted: Alışveriş sonrası yorgunluk atmak için hemen arkadaşlar aranır.
Puantiyeyi renklerle ve çizgilerle katıştırma zamanı bu yaz! Anlaşılan
bir de gıdı moda,bende çıktığına göre:) O ne be:p


Blair03

Fazla kontrasttan hoşlanmıyor, belki en fazla bir çantayla renk veriyor, geri kalanda daha monokrom olmayı mı tercih ediyorsunuz? Saçlarınız bırak dağınık kalsın mı? O zaman sizin stiliniz SERENA:)



Spotted: Böyle güzel bir çanta görülmedi! Bu posta katkısı
olan herkesin gözü onda...


Serena04

Umarım eğlendiniz sevgili Styleboomerlar:) Gördüğünüz gibi biz hem pek eğlendik, hem de ispatladık: mühim olan styling:) Bırakın BOYNER sizi Serena, Blair ya da her kim olmak istiyor, nasıl mutlu oluyorsanız öyle yapsın! Onlar hem devam eden büyük indirimle, hem yeni gelen sezonla buna hazır, ya siz:))


Spotted: Yeni alınan ayakkabıların fotosu pek
tabii ki twitpic'lenir:)


Blair04

"Ay aman yok ben çok seçiciyim, bu 4 Blair ve 4 Serena bana hitap etmedi, seçemedim de seçemedim ayyh hayat çok zor" diyorsanız, "ben Jenny gibi sağı solu belli olmaz uyuz bişeyim" diye itiraf edemiyorsanız:) yine iyisiniz: daha farklı kombinler MORDOLAP'ta, daha da fazlası STYLEBOOM Facebook Grubu'nda:) Boom size daha ne yapsın:)))



Teşekkür:
Hem yetenekli, hem pozitifli:) müthiş fotoğrafçım Tolga Günay'a, gördüğüm en güzel yüzlerden birine en cici kalbi de kondurmuş modelim DenizEslek'e ve tabii tüm gün biz eğlenip coşarken perişan olan, bir dediğimizi 2 etmeyen, 2 dediğimizi hemen
yapan ultra profesyonel BOYNER ekibine çok ama çok teşekkürler!




Fotoğraflar: Tolga Günay
Model: E. Deniz Eslek Modenise
Kıyafet & Aksesuar: BOYNER

15 Temmuz 2010 Perşembe

HÜSEYİN ÇAĞLAYAN | SERGİ, EĞİTİM, ATÖLYE İLE İSTABUL'DA!



ÇAĞLAYAN'ın Türkiye’deki en kapsamlı sergisi Hüseyin Çağlayan: 1994-2010 ismiyle dün İstanbul Modern’de açıldı, davet telaşıyla hızlıca gezmek zorunda kalıp her bir parça için bi 10-15 saat daha vermem gereken sergi müthiş, böyle bir yaratıcılık karşısında insan kendini ayakucundan burnuna sorguluyor, doğayı nasıl olup da böyle göremediğine şaşıyor, imgelere ve ayrıntılara hayran oluyor. Bu yıl mutlaka yapılması gereken bir şey varsa o da bu sergiyi gezmek! Keşiflerle ve deneylerle dolu alışılmadık bir "moda" orada sizi bekliyor!



Tasarımcının son 16 yılda ürettiği çalışmaların bazılarından oluşan sergi 15 Temmuz-24 Ekim tarihleri arasında görülebilecek. Ama sadece görmek yetmez diyenlere de bir haberim var: sergi sürecinde özel olarak tasarlanmış çeşitli atölyelerde çocuklara, gençlere ve ailelere ünlü tasarımcının ele aldığı temalardan yola çıkarak, kullandığı malzeme ve tekniklerle öncü yaklaşımını deneme ve tasarım ürünleri yaratma olanağı tanınacak.



"Moda"yı mimarinin, hızın, antropolojinin, botaniğin, felsefenin, hatta bir mektup zarfının:) kısacası tüm duyu ve duygularınızla sizi çevreleyen görülür/görülmez dünyanızın içinde, tam da merkezinde görebilmek için doğru İSTANBUL MODERN'e:))