15 Ağustos 2011 Pazartesi

EDİTÖRYAL SÖYLEŞİ | Gamze Saraçoğlu ile "Robinson & the Maiden"

Fotoğraflar: Onur Yüksel
Modeller: Selen Çağşırlı & Ender İnal
Makyaj:
Uğur Kıral



GAMZE SARAÇOĞLU... Zerafetin ve güzelliğin bir arada yaşadığı tasarımlar arayan pek çok kadının hayali. Duygularını bir bir içinden dışına taşarcasına yaşamayı seven kadınların. Biz bugün o kadını kıyıya vurmuş, kaybolduğunu sanmış, tutsak olmuş, kızmış, reddetmiş ama sonunda sevmiş, aşkı bulmuş bir kadın olarak hayal ettik. Ve bir yandan GAMZE SARAÇOĞLU'na sorduk...



Boom: Gamze, öncelikle Styleboom'a konuk olduğun için çook teşekkür ederim. Sen biriciksin ♥ o yüzden IFW'ye bu kadar yaklaşmışken çok zamanını almadan hemen başlıyorum:)

İlk defileni sunduğun koleksiyonda kumaş, renk, doku, baştan ayağa görünümün tamamı ile GAMZE SARAÇOĞLU zarif, naif, yumuşak ama bir yandan da hareketli, içinden bir şeyler taşan bir kadındı sanki. Tam bir "Gamze" idi. Zaman içinde koleksiyonlarında bu çizgiyi korusan da bazen daha karanlık bazen daha vamp oldu. Burada fotoğraflarını gördüğümüz koleksiyonla ise yine işte bu Gamze Saraçoğlu denecek muhteşem bir işle karşımızdaydın. Bu süreci bize biraz anlatır mısın, değişmek, denemek, sonra yine kendi kadınını eskimeden bulabilmek?

Gamze Saraçoğlu: Öncelikle bunları senden duymak çok güzel. Yeni defile öncesi büyük motivasyon oluyor benim için.

İlk defilemin benim için çok önemli ve farklı bir yeri var. Ben 2004 yılında işimi ilk kurduğumda, moda tasrımcısı olarak bilinen sadece 7 kisi vardı. Bu kişiler zaten bana bu mesleği seçmemde ilham olmuşlardır .2004 yılından beri çok ciddi bir disiplin içinde bu günlere ulaşabilmek için çok çalıştım ve çok emek verdim. Büyüme döneminde sıkça ilk defileni ne zaman yapacaksın soruları karşısında her zaman kendimi yetişmiş hissettiğim zaman diye cevap veriyordum. IFW ise bu iş için en doğru ortam ve zamandı. Seçici kurul tarafından genç tasarımcı olarak sadece bana solo defile yapma imkanı verdiler. Bu zaten benim için büyük bir gururdu. Altıncı senemde ilk defilemi yapacaktım ve çok iyi bir iş çıkarmam gerektiğine inanıyordum. Bu dönem aslında hayatımdaki en zor dönemlerden biriydi. Annemi kaybedeli 6 ay gibi kısa bir süre olmuştu ve benim ilk defilem olacaktı. Duygularımı ve yaşadıklarımı anlatmak için bundan daha uygun bir zaman olamazdı. Ben de tüm yaşadıklarımı, hislerimi o koleksiyona taşıdım. O defileyi anneme bir veda olarak hazırladım. Bu sebeple her detayının arkasında çok büyük duygular ve düşünceler var. IFW'de o dönem en beğenilen koleksiyonlardan biri oldu. Benim için çok büyük bir mutluluktu.



Boom: "Gamze Saraçoğlu kadını" diye bir tanımın var mı peki?

Gamze S.: Benim daima hitap ettiğim kadın "Akış" defilemdeki kadın. O kadın dönem dönem farklı kimliklere bürünse de hep aynı kadın…Sadece her kadın gibi hisleri ve duyguları değişiyor. Bazen karşımıza seksi, bazen kırılgan çıkıyor. Ben bu kadını seviyorum, bu kadının duygularını seviyorum. Bu kadın benim hizmet etmek istediğim kadın. Her koleksiyonda farklı bir yönünü keşfediyoruz sadece. GAMZE SARAÇOĞLU kadınının en önemli özelliği doğal, hayatı ve yaşamı seven biri olması; yaşadığı her şeyi sonuna kadar duygularıyla yaşayan biri.



Boom: Her bir parçası, renkleri, kumaşları, dokusu ve akışkanlığıyla IFW'nin en muhteşem koleksiyonlarından biri olacağına inandığım son koleksiyonun nasıl hayat buldu?

Gamze S.: Bu son koleksiyonumda aynı kadının romantik fakat güçlü yönünü göreceğiz.

Biz atölye olarak ipek ve şifona form verme konusunda gelişme gösteren bir atölyeyiz. Bizim imzamız uçuşan kumaşları farklı formlar ile hayata geçirmemiz. O sebeple yine sıkça ipek kullanımı goreceğiz. Uçuşan kumaşlar olacak.

Bir farklı özelliği ise bu koleksiyonda geliştirdiğimiz bir teknik detay var. Şu an atölyede 20 kişi bu detayı saatlerce uğraşarak hazırlıyor. Yani emek olarak çok kişinin emeğinin geçtiği ve saatlerce ince işçilik gerektirdiği bir koleksiyon oluyor. Fakat bu işçiliği defilede çok dingin göreceksiniz. Her bir elbise üzerinde günlerce çalışıldı ama bakıldığında çok huzurlu bir görüntü olacak.



Boom: Ama bu anlattıkların çok heyecan verici, merakla bekliyoruz. Peki ilhamlarını nereden alıyorsun? Bir ilham perin var mı yoksa bunlar artık demode mi:)?

Gamze S.: Aslında defileler ve kendi markam söz konusu olduğunda hayattan ve insanladan ilham alıyorum. Bu alan benim kendi alanım, kendimi dinliyorum ve tamamen buna odaklanarak yaşıyorum. Ve her şeyi bulduğum bir fikir üzerine inşa ediyorum. İnşa ettiğim oluşumun da mutlaka pozitif bir mesaj içermesine çok dikkat ediyorum.

Kasvetli, hüzünlü, depresif formlar ve fikirler benim kişiliğime ve hayata bakışıma uymuyor. Bu sebeple temalarım ve koleksiyonlarımda hep bir mutluluk ve pozitif mesaj olmasına dikkat ediyorum.

Ama bir de danışmalık yaptığım 10'a yakın firma var. Buradaki durum çok farklı, burada ekmek yiyen çok kişi var, bu sebeple ilham gelmesini beklemek olmuyor, kendimi bir disipline soktum. Danışmanlık koleksiyon çizim zamanı gelince o ilham zaten hazırda beni bekliyor olur. İşimi şansa bırakmıyorum. O ilhamı zorla da olsa hayatıma, aklıma sokuyorum.



Boom: Tasarım anında rutinlerin var mı? Nasıl yoğunlaşır, içinde birikenleri nasıl bütünleştirirsin?

Gamze S.: Aslında tasarım yaparken tamamen yaptığım işe konsantre oluyorum. Dikkatim dağılınca devamı gelmiyor koleksiyonun. Bu sebeple önemli koleksiyonları hazırlarken genelde yurtdışına çıkıyorum. Defile zamanı ise hayata tamamen koleskiyonun konsepti doğrultusunda odaklanıyorum; dinledigim müzikten okuduğum kitaba kadar her şey ile o konsepti yaşamaya dikkat ediyorum.



Boom: Bu atom karınca halini neye boçlusun? Türkiye'nin en önemli, en büyük markalarının vazgeçilmezisin, sektörde pek çok kuruma danışmanlık hizmeti veriyor, bir de okula yetişiyorsun. Bize de el atar mısın senin gibi olalım:)?

Gamze S.: Herkes aynı şeyi soruyor ama inanır mısın zaman olarak hiç de sıkıntı yaşamıyorum. İnsanın 3 tane ajandası olunca böyle oluyor. Ben bu işi severek yapıyorum. Zamanımı ve programımı bu hayat ve iş düzenine göre planlıyorum.

Her hafta bu firmaları ziyaret edip haftalık program yapıyorum. Şu ana kadar da hiç problem yasamadım danışmalık firmalarımla. Üstelik büyük işler olsa bile uzun zamandır devam eden projeler bunlar. Mesela Boyner ile 5. senemiz bitiyor. Limango ile uzun süreli bir sözleşmemiz var. Önemli olan bu kadar iş yaparken, karşı tarafı da mutlu edebilmek. Biz sanırım bu dengeleri iyi oturtuyoruz ki danışmalık hizmetlerimiz uzun sürelerdir devam ediyor.



Boom: Türkiye'de özellikle senin gibi genç markaların ihtiyacı ne? Yurtdışı ile kıyaslayınca burada her şeyi sanki bir başına tasarımcı yapmak zorunda gibi?

Gamze S.: Kesinlikle öyle. Biz muhasebeden pazarlamaya her işi kendimiz yapıyoruz. Tabii bu endişeler ve koşturmalar da yaratıcılığı engelliyor. Ben bu konuda cok şanslıyım ,benim her konuda bana destek olan iş partnerlerim ve çok iyi ve kalabalık bir ekibim var. Örneğin asistanım Dilek sağ kolum, 5 senedir benim yanımda, her türlü zor günde hep yanımdaydı. En büyük sanşlarımdan biri o. Sabah ilk onunla telefonda konuşuyorum, sesimden o günün nasıl geçeceğini dahi biliyor ve ona göre programımı revize diyor. Çok şanslıyım. Öte yandan her türlü büyük problemimde Boyner ekibi ve Limango ekibi daima hem profesyonel hem de birer dost olarak yanımdalar.



Boom: Harika:)! Türkiye'de sektörle ilgili, modanın hem iş hem eğitim ayaklarıyla ilgili neler düşünüyorsun? Çünkü hem bir işletmeyi yürütüyorsun, hem eğitimcisin hem de tasarımcı?

Gamze S.: Aslında tüm işler bir yana, Mimar Sinan'da ders vermek çok farklı benim için. 4.seneme giriyorum. Benim en çok gurur duyduğum kimliğim bu. O kadar yetenekli öğrencilerim var ki, hepsi benim için çok kıymetli. Hatta şu an 3 öğrencim benim tasarım ekibimde benimle çalışıyor. Hepsine çok inanıyorum ve güveniyorum.

Böyle bir gençlik gelirken ümitsiz olmak doğru olmaz. Ben Türkiye'de sektöre ve çok iyi yerlere gelinebileceğine inanıyorum. Zaten son 5 senede olauşan tasarım ilgisi de sektörün bu alana yatırım yapması ile güçlendi. Zor dönemler olacak önümüzde ama benim sonuna kadar inancım var.



Boom: Pek çok moda tasarımcımızın içinde eğitiminle ayrılan bir yerdesin, dünyanın en iyi moda okullarından birinden, rekabetin tavan yaptığı bir şehirden, New York Parsons'dan. Aynı zamanda bir eğitimci de olduğun için soruyorum, bir sihirli değneğin olsa ve onu kullanmak için bir tek hakkın olsa, Türkiye'deki moda eğitiminde neyi toptan değiştirirdin?

Gamze S.: Öncelikle Parsons mezunu olduğum için çok gururluyum. Benim 2. üniversitem ve hayatta yaptığım en doğru şey bu mesleği seçmek ve bu konuda eğitimi Parsons'da almak oldu. Hayatımdaki disiplini bana Parsons kattı. Çok disiplinli ve zorlu bir okul, seni ister istemez o çarkın içine alıyor. Mücadele etmezsen zaten mezun olamıyorsun. İşte burada var olabilme arzusu seni tasarımcı yapıyor.

Yetenek olarak Türkiye'de cok daha yetenekli genç olmasına rağmen disiplin olarak eksiğimiz maalesef çok. Bir de imkan olarak eksikler çok. Bir sihirli değneğim olsa tüm okullara tasarım, dokuma, bilgisayar atölyeleri açmak isterdim. Bir de büyük bir moda teskstil kütüphanesi olsa muhteşem olurdu…

Sevgili Gamze çook ama çok teşekkür ediyorum, bir an önce Eylül gelsin ve yeni tasarımlarını görelim, heyecanına yine ortak olalım:)

Teşekkürler: Solar Beach-Kilyos

ve "the nicest boy around" Ufuk Onur Tapan
ve "blondiem" Oylum

14 yorum:

Evy dedi ki...

cok guzel bir reportaj olmus! zevkle okudum!
http://maffionista.blogspot.com/

rebeltakipte dedi ki...

harika bir söyleşi olmuş,fotoğraflarda şahane :)

http://rebeltakipte.blogspot.com

Melis dedi ki...

Bu söyleşiyi sabırsızlıkla bekliyordum. Harika bir söyleyişi ve muhteşem bir çekim olmuş Boom! Bayıldım! Ellerinize sağlık!

Gamze Saraçoğlu benim en ama en çok sevdiğim tasarımcıdır. Tasarımlarına bayılıyorum. Bu arada radyo da hayatı hakkında anlattıklarını dinlerken hayatlarımızda çok benzer noktalar olduğunu fark etmiştim. Bir gün kendisiyle tanışma çok isterim :)

yasemen k. dedi ki...

ayy sonunda beklenen fotoğraflar, ohohm ohom prdon soylesi diyecektim:p

saka bi' yana sahane bir söyleşi olmuş boom her zaman ki gibi! Çok keyifle okudum, gamze saracoglu'na bayılırdım sımdi hayranlıgım daha da arttı!

nicethingsforniceboys dedi ki...

harika bir editoryel tebrikler :)

özgeis. dedi ki...

Harika bir post olmuş! Gamze Saraçoğlu, yaptığı muhteşem tasarımların yanı sıra, sıcak tavrı ve sosyal medyaya verdiği önemle de takdire şayan :)Tasarımlarında her ne kadar modern çizgiler görsek de, gerek renkler, gerekse modeller bakımından doğu kültürü ile batı kültürünü de harmanladığını görüyoruz. Başarılarının devamını diler, olağanüstü tasarımlarından bizi mahrum bırakmamasını dilerim. Seni de bu muhteşem röportaj için kocaman kocaman kutluyorum! :)

PAPİŞ STYLE dedi ki...

Gamze Saraçoğlu seni çok seviyorum.Tasarımlarını, mütevazı kişiliğini( seni tanımıyorum ama bu röportajı okuyunca o mütevazı kimliğini hissettim), yaratıcılığını çok seviyorum.Henüz koleksiyonlarınızdan bir parça satın alıp, giymek kısmet olmadı ama birgün olacağına eminim.Çizginizi ve başarınızı hep sürdürmeniz dileğiyle.

4 dedi ki...

wow süper tasarimlar, süper ortam :) bek bi begendimmmmmmmmm

edasen dedi ki...

harika bir söyleşi olmuş:)

Adsız dedi ki...

Çok güzel olmuş hem fotoğraflar hem de söyleşi pek keyifli. Gamze Saraçoğlu'na söylenecek bir şey yok zaten 1 tane o ;)

Adsız dedi ki...

Boom çok güzel bir söyleşi olmuş,keyifle okudum:))Resimler çook güzel. Gamze Saraçoğlu'un tasarımlarıi yaratıcılığı ise göz alıcı

Célenne dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
*STYLEBOOM* dedi ki...

heyy herkese cok tesekkurler, begenmenize cok cok cook sevindik, cok ugrastik cok:) gamze de ictenlile her soruma cavap verdi sagolsun

Adsız dedi ki...

Eleman Demet'in sevgilisi olmuş :)