29 Aralık 2011 Perşembe

BOOM'STYLE | Çam


Bizim evde babam bu ağaç süsleme işinden hiiç hazzetmez, hatta biraz da nasıl desem onaylamazdı. Anneciğim de işte bize eğlence olsun, oyun olsun diye bahçemizdeki çam ağacından orta büyüklükte bir dalı içeri alıp süslememiz için izin verirdi:) O geceye özel bir pastayı mutlaka birlikte yapardık kardeşim annem ve ben, elimizde krema sıkacakları ile. Bir keresinde belki on posta pandispanya pişirip, üstünden karlar akan 3 katlı bir ev yapmıştık, çatıyı oturtana kadar perişan olmuştuk:) Bir keresinde yine pandispanyaları yıldız yıldız büyükten küçüğe kesip üst üste koyup çam ağacına benzeyen bir pasta yapmıştık, öyle kalıpla filan değil tamamen anneboom'un yaratıcılığı ile:) Doğrusu bir annenin çocuklarını keyiflendirip, oyalamak için hayal gücü sınır tanımaz hale gelebiliyor. Ne güzel!


Büyüdükçe (maalesef büyümek gerçeği!) içimdeki yılbaşı sevincinden, o "babam gelmeden şu ağacı süsleyelim" zamanındaki pırpır heyecandan geriye bende hiç bir şey kalmadı ki genelde fazla neşeli ve luzumsuz heyecanlı bir tipimdir. Hatta yılbaşlarından nefret ederim bile diyebilirim, çook uzun yıllardır kutlamıyorum da, hiç uyumayan bana yılbaşı geceleri 12 olmadan acayip bir uyku bastırıyor. Ama bu sene... İçimde yine bir heyecan var, acaba neden bilmiyorum. Belki de uzun süredir çırpındığım çok önemli şeyleri başarıp bitirip, koca bir yükten kurtulmamdan. Ekonomik göstergeler hiç öyle demese de yeni yıldan umudum var, bu umut nerden geldi onu da bilmiyorum:)


Ben de oturdum bu yıl için yine bir ağaç süsledim, bu defa baya büyük olanından, eve bir köşe yaptım. Neden ağaç süslemek zordu hatırladım! Her yer çam iğnesi ve sime bulandı, şu kendimi kurtaramadığım simetri hastalığım yüzünden süsleri nizami asma psikopatlığım işi iyice zorlaştırdı:) Üstelik bunu bir de toplaması var DIKŞ!


Neyse olsun çıkan sonuçtan memnundum:) Madem öyle güzel bir ağaç süsledik, etrafını da bize keyif veren şeylerle doldurayım dedim:) ByWonderland Momiji bebeğim, kutup ayısı, XOXO dergiler, mumlar, şekerler ve dahası:)


Momijim Coco ile tanışın:) Evet bildiğimiz Coco Chanel:) Şıklıkta son nokta!


Bu da ağacımın köşesi:) Ağacı ve süslerin tamamını Praktiker'den aldım, Praktiker bu konuda baya çeşide sahipmiş. Bir de hatırlatma! Blogosferin yılbaşı hazırlıklarına TUGBA'S ATELIER blogundan göz atabilirsiniz, benim ağacım ve daha pek çok bloggerın yılbaşı dekorları orada:)


Ve ben:) Ta taa. Coco Momiji'mle uyumlu giyinmeye çalıştım:) Elbise Perspective, ayakkabılar Elle, kolye Kathre. Peki efekt nasıl:)? Picnik programını kullanarak yaptım bunu, ben kendisine "pembe dizi" efekti diyeceğim, buğulu ve ışıl ışıl:) Hani Yalan Rüzgarı'nda o tipsiz Victor'ın arkasından salya sümük ağlarken bile ışıldayan Nikki gibi, Hayat Ağacı'nda türlü entrikaları planlarken pırıl pırıl parlayan Sam Whitmore gibi olmamış mı:)) [Bahsettiğim pembe dizilerden ne kadar 30larımda olduğum da bir kez daha ortaya çıktı :o ]


Peki siz yılbaşlarını nasıl bilirsiniz? Çocukken nasıldı, şimdi nasıl:)

21 yorum:

minikkus dedi ki...

biz küçükken kardeşimle evin bahçesindeki boyumuzun yetiştiği ağaçlardan birini süslerdik ama çam ağacı değil:) saatlerce uğraşırdık. sonra sabah bi kalkardık süs müs kalmamış, herşey yerle bir. bizim evlere şenlik köpeğimiz oyun amaçlı kullanmış hepsini itinayla!
yine de 3-4 sene yaptık bunu azimle:) sonra küt diye büyüdük zaten:)

Koray Caner dedi ki...

Ben iki sene önce bizimkilerin evinde bir ağaç kurdum, akıllara zarar :)) Onlar için bir ilkti ama ben çok eğlenmiştim! Tabi ki yılbaşı gecesi için yemekler hazırlayıp sonra bütün günün yorgunluğu yüzünden yiyemeyecek hale gelmiştim :))

Benim evdeki ise çok daha sembolik bir ağaç ama ışıl ışıl gördükçe mutlu ediyor beni. Zaten bütün bu tantana birazcık daha mutlu olabilmek için değil mi? :)

Fikriye Filtresiz dedi ki...

Bizim evde yılbaşı demek 3 anahtar kelime demekti: tombala, arabaşı (bu yöresel bir tat belki bilmezsin) ve dansöz:) Öyle ağaç falan hak getire, babam da annem de haz etmezdi. Ama yıllar geçtikçe değişiyor insanlar, belki de torunlarının mutluluğuyla onlar da keyif almaya başladılar şimdilerde. Gerçi bizim evde süslediğimiz şeye ağaçtan ziyade bonzai diyebiliriz (yazmıştım blogda),sehpaya koyunca ancak boy hizasına geliyor. Hayata tutunmak için bir ışık gerekiyor bazen ve yılbaşı gelince her yerde parıldayan ışıklar bana bunu hatırlatıyor. İyi yıllar herkese:)

İrem dedi ki...

Biz de her sene itinayla çam süsleyenlerdendik. Annemler de mutlaka altına benim için bir hediye koyarlardı heyecanla 12 olmasını beklerdim açmak için. Sonra biraz büyüyünce heyecanım geçti. Aynen senin gibi 12 olmadan uykum geliyor:) Bir de daha önce toplama kısmını hiç düşünmemişim şimdi farkettim! Zavallı annem:)

modarella dedi ki...

Cocuklugumda yilbasi icin evde, o aksama ozel cerez almak disinda, hic bir hazirlik olmazdi. Cerezler tabaklara doldurulur, ne kadar tv programi varsa seyredilirdi. Oyle buyutulmemis olsamda, yillar gectikce benim icimdeki yeni yil heyecani hep artti. Bu yila kadar evi susleme istegime karsi koymustum ama bu yil mutluluga daha cok ihtiyacim olacak ki, eve agacta aldim, minik aksesuarlarda. Hatta esimle birbirimize onceden minik minik hediyeler alip agacin altini doldurmaya basladik. Hepsi yilbasi gecesi heyecanla acilacak tek tek. Boyle kucuk heyecanlarda olmada bu hayat nasil daha heyecanli hale gelebilir ki? Blogumda benimde evimin yilbasi hali var. Bakmak istersen...

Slnkaa dedi ki...

Yilbaslarinda hic agac suslemedik biz, sanirim bizimki de baba efektiydi :) ama suslemek agac almak da hic gecmezdi aklimizdan. Annem kimse gelmese bile muhtesem bi masa hazirlardi bize, ve mutlaka hani uzerinde kucuk kirmizi toplari olan yeni yil cicekleri var ya onlardan alirdi. Butun gece tika basa yer gec yatma izni oldugundan tv basindan kalkmazdik. Babamla dansoz izleme kavgasi verip hep kazanirdik. Yataga hep ama hep mutlu ve umutlu girerdik. Buyudukce arkadaslarla hediyelesme, aileyle kutlamaya burun kivirmaya basladim. Simdi keske annem yine bize masalar kurabilse diyorum :(( Agacti sustu hediyeydi bi yana yeni yil benim icin hep heep cok heyecanli cok mutludur:)

lulu's life dedi ki...

Fazla sosyal bi ailenin kizi olarak bizim yeni yil programimiz hep Bursa'nin en oemli balolarina hazirlanmakla gecti.. Annemlerin muhtesem kiyafetleri, benim acaba icki icmeme izin veriler mi sorularim :)) Birde arada birilerinin evinde ama coook kalabalikca kutlanan harika partilerimiz olurdu.. Herkes o gece ayni evde kivrildigi yerde uyuya kalir ya da sizardi ! Hatirliyorum da Zeki Muren'i bir Bursali olarak heyecanla tv de beklerdik cocukken ve Mustafa Kandirali'nin klarnetini de !! Veee her cocuk gibi yeni yil donsozu vardi.. Ne merakla beklerdik.. :))) Cok neseli gecti benim cocuklugum, yeni yillarim.. :)

Sed. (weba) dedi ki...

Ben çocukken evde ağacımsı bi bitkimiz vardı adı ne bilmiyorum ama. :D
İnatla onu süslerdim ama incecik dalları süslere dayanamaz sarkardı bir çoğu düşerdi.
Ben de inat edip tüm süsleri eve asar nefesim kesilene kadar balon şişirirdim.
(:

Bu sene için daha hiç bir şey yapmadım.
Hevesi kaçanlardanım.
:(

fashiONözge dedi ki...

canım yaa ne güzel anlatmışsın.
bizim evde hep kurardık hep beraber,kardeşim ben maaile :)çok keyifli olurdu:)okurken kıjlarla,çalışırken yalnız yaşadığım evde bile kurdum ağacımı süsledim.:)evlendim hala aynı :)bendeki heyecan değişmedi yaa :))

bu aradaaa çekilişim vaaarrr:)
PIRLANTA KOLYE isteyenleri beklerimm :))

http://fashionozge.blogspot.com/2011/12/pirlanta-kolye-hediyem-size1yasinda.html

modarella dedi ki...

aa şimdi farkettim. Cookilerimde ağacını süslüyor :)

Melis dedi ki...

Harika bir post olmuş. Yılbaşı ağacına, momijine ve sana bayıldım! :)

Benim yılbaşlarıma gelecek olursak, kendimi bildim bileli ya anneannemlerin ya da babaannemlerin evinde teyzemler, dayımlar, halamlar ve kuzenler bir arada kocaman masalarda yemekler yiyerek, tombala oynayarak, dedemle anneannemin nostarjik şarkılarda dans etmelerini izleyerek, bol bol kahkahalar atarak, yılbaşı yaş pastalarının bir tanesini zamanı gelmeden gizli gizli kuzenlerle yiyerek, çok eğlenceli yılbaşları geçirirdik. Anneannemlerde ve babaannemlerde yılbaşı ağacı olmazdı. Çünkü onlar da hiç haz etmezlerdi. Ama kendi evimizde kutlamasak bile annem ve babamla her yılbaşından 2 hafta önce kocaman ağacımızı süslerdik. Taa ki geçen seneye kadar. Geçen sene artık arkadaşlarımla kutlamaya başladım. Büyüdüm ya belki ondan :) Ama bu postundan sonra çok özlediğimi fark ettim :(

The Runway Bride dedi ki...

benim için yılbaşı demek süsleme demek. çocukluğumdan beri 1 aralık dedin mi ağacımı çıkartır bir güzel süslerim onu. annem 2 senede bir süslerimi koyduğu yerde bulamaz ve yenilerini alırdık ama biraz büyüyünce yerlerini ben biliyorum da çok masrafsız süsleme yapıyorum. yılbaşında dişarı çıkmayı hiç sevmem toplasan 3 yılbaşı dışarı çıkmışımdır 28 senelik hayatımda. bu yılbaşı ise çok daha özel benim için ilk kez kendi evimde yılbaşı kutlaması var geleneksel 28. ayşegül yılbaşı kutlaması tabiki bu sene herkes benim evimde

http://therunwaybrideblog.blogspot.com/

GoNcha GoNcha dedi ki...

biz hep ozel gunleri seven ve abartiyla kutlayan bir aile olmusuzdur;)din, etnik, kulturel kokene bakmadan her gunu kutlariz. Musluman bir aile olarak her paskalyada babaannemin neden yumurta boyama piknikleri duzenledigini hala cozememisimdir?
bu anlamda cok Cupcakeiz;)
cocuklugum boyunca da evde hep kocaman yilbasi agaclari susledik. ama biz buyudukce nedense suslenen cam agaclarinin boylari kisaldi;) bu sene ise evimizde IKEAdan alinan minik kirmizi bir cam agaci dekoru var.
senin yilbasi agacin kocaman ne guzel. harika suslemissin. Momijinle uyumlu giyinmen de cok seker olmus;)
Cupcake tadinda bir yil diliyorum!!!

Adsız dedi ki...

Merhaba Boom,

Once su Yalan Ruzgari dizi ve Viktor-Nikki ikilisine cok guldum, ben de 30'larimda biri olarak...alemsin!

Ben en cok annnaaanem hayattayken onun evinde toplasmalarimizi ozluyorum. Annemler 5 kardes ve dusun bir de onlarin cocuklari (kuzenler takimi ehehehe).. heeep beraber yeme-icme, samata, girgir ve dansoozzzz... Pfff, amma yer etmis hafizamizda yav, simdi yurtdisinda yasiyorum, valla o zamanlar kadar coskulu degilim. Yapraksiz, beyaz dallardan cakma agacimiz var, ustune isik, sim, cikolata seker filan astim. Bir de camin onunde minik lambalarimiz var, yetti gari!

:-) Mutlu, saglikli ve umutlu bir yeni yil dilerim herkese.

B.

Bir Alışverişkoliğin İtirafları dedi ki...

Ben de küçükken bir çam agacı aldırmıştım bizimkılere zorla, aman ne mutlu olmuştum, gunlerce süslemeyle uğraşmıştım. Her sene çocuksu bir sevinç olur ama bu yıl yok bende. Ne kimseye hediye aldım, ne plan yaptım ne de bana hediye alan oldu :( Yine de benım hala umudum var 2012 guzel olacak;)

http://bir-alisveriskoligin-itiraflari.blogspot.com/

günay dedi ki...

ben küçükken her ne kadar yılbaşı ağacı süslemesekte özel bi gün olduğu için tüm aile toplanıp anneciğimin yaptığı yemekleri yiyip içip tombala oynayıp dansöz izleyerek kısaca biraraya gelip eğlenerek geçirirdik yılbaşı akşamını.sonra biraz büyüyünce aileye burun kıvırıp arkadaşlarla dışarda kutlama faslına geçtik.nereye gitsek kimiz izlesek ne giysek ne yesek ne içsek diye günler öncesinden araştırır hazırlanır o geceyi bekler ve sonuda çılgınlar gibi eğlenirdik.ama yaş 30 küsurlara gelince artık o eğlenceler kalabalıklar trafik ve curcuna çok anlamsız ve yorucu gelmeye başladı ve hooop aileye geri döndük :) şimdi evde kendi ellerimizle yaptığımız yemekleri yiyerek tv izleyip zap yaparak gece 12 de victorias secret meleklerini izleyerek ve yine arada tombala oynayarak karşılıyoruz yeni yılı.hepinize mutlu seneler :)

Adsız dedi ki...

Herkesin çılgınca eglenmek olarak algıladığı yılbaşı akşamları ancak bu kadar duygusal anlatılabilirdi :) Ama yılbaşı zamanları benim için de özellikle de küçükken ve ailemle yaşarken duygusal zamanlardı. O akşam sanki Avrupa'nın bağrından kopup gelmişizcesine annem yemekte mutlaka hindi yapardı, başka şey yenmezdi. Sanırım yaptığımız en yılbaşı ruhuna uygun şey de buydu. Genelde kalabalık bir aile olurduk o akşam ve yemekten sonra bol bol patlamış mısır, meyve, kuruyemiş ve incir (ege stayla) eşliğinde sohbet muhabbet şeklinde geçerdi. Çam ağacı falan süslemezdik, hatta bizimkilerin aklına bile geldiğini sanmıyorum :)

O zamanlar yılbaşı kutlamaya çok hevesliydim ama şimdi yılın diğer günlerinden öyle çok da farklı değil gibi geliyor. Yine kalabalık olmayı seviyorum ama öyle çok hazırlıklar planlar yapasım gelmiyor. Eve kocaman bir çam ağacı almışlığım hala yok mesela, ancak ufak tefek yılbaşı oyuncaklarını etrafa yayıyorum hepsi bu:)

Yılbaşı gecesi nasıl geçerse geçsin, yeni yıl hepimiz için musmutlu bir yıl olsun!

nili silver dedi ki...

Dayanamadım, ne kadar hoş anlatmış herkes :)
Bizde de gavur adeti olduğu için çam ağacı olmazdı, diğer bütün herşey tamam olurdu ama: hindi, tombala,kestaneli pasta, herzamankinin 10 misli yemek, yeni elbiseleri, ayakkabı, tv'de zeki müren ve dansöz beklemece, geç yatmaca ve bigudi.

Bigudi özel günlerin vazgeçilmezi olarak kalmıştır aklımda.

Sonra nihilist takıldığım ergenlik ve gençlik yıllarında özel günler anlamsızlaşıp ve yerini "ben yılbaşında sadece radyo dinlerim" geyiğine birkaç yıl bıraksa da, üniversitede tekrar ortalık hareketlenmiş ve yılbaşı Ankara gecelerinde sabah kadar gece bar,A bar, karpiç demek olmuştu.

Şimdi artık gerçek arkadaşlarla hayatı kutlamak demek :) bence her özel gün kutlanmalı.

Artık ağacımız var, kızım binlerce paket olsun istiyor hala-çok şükür- ve her açtığı pakete küçük büyük demeden heyecanlanabiliyor.

Beni geçmişe götürdün ve herşeyi hoş hatırladığımı farkedip sevindirdin sevgili Boom, sağol.

Herkese güzel sürprizler diliyorum yeni yılda, büyüklü küçüklü farketmez, yeter ki herkes her karşılaştığı güzelliğin keyfini sürebilsin.

Derya H. dedi ki...

Anneboom'a bayıldım. :) ilerisi için bana ilham verdi. 2012'den bu kadar umutlu olmanı da başarılarına ve vizyonuna bağlıyorum. ;) Kesinlikle umutlu olmalısın bu birikim ve potansiyelle. Okurun olarak hayatıma kattıkların için de çoook teşekkür ediyorum. Ve yorumu senden başka okuyan olursa belirtmek isterim ki Boom cilt bakım maskesiyle bile ışık saçan, blogdaki kadar içten ve güzel bir kadın! :D

Ankara'dan sevgiler
Derya H.

Canan dedi ki...

Küçükken yılbaşı ağacı süslemezdik , hatta ilk defa bu yıl ağaç süsledim ve camlara da kar spreyi ile 2012 yazıları,noel baba vs yaptım. Bu hazırlıklar beni yeniyıl havasına sokmaya yetti de arttı da.

Biz yeniyılı ya kendi evimizde çekirdek aile ile ya da kafa dengi ailelerin bir araya gelerek yemek yiyip şarkılar türküler söylediği eğlenceli bir şekilde geçirirdik, ben küçükken. Hafızama kazınmış olan yeniyıl kutlamalarından bir tanesi de yine böyle kafa dengi 5 ailenin bir araya geldiği bir yılbaşı kutlamasıydı. 5 aile ve her birinin yakın yaşlarda 2'şer kızı var. Düşünebiliyormusunuz 10 tane kız çocuğu. Anne-babalar ayrı bir odada biz kızlar başka bir odada toplandık. O odada Kenan Doğulu'nun "yakarım Roma'yı da yakarım"ı, Oya Bora'nın "ara beni", Mustafa Sandal'ın "o kız beni görmeli" ,Yonca Evcimik'in "Abone"sini kısacası o dönemin hit parçalarını söyleyip kendimizce klipler çektik ve bunu bir yarışmaya çevirmiştik,çok ama çok eğlenmiş gülmüştük. Tabi gecenin sonuna kızların kavgası damgayı vurmuştu :)

Büyüyünce yeniyıl kutlamasına yüklediğim anlam da değişti,eskisi gibi heyecanlandırmıyor.Sadece off yıllar da ne çabuk geçiyor diye düşünmeme neden oluyor :(

Yeniyıl sana ve tüm insanlığa barış, huzur,mutluluk ve sağlık getirsin.

Canan

Archferda dedi ki...

bende yılbasını hıc onemsemem luzumsuz gelır hep ama bu sene tam tersı bır hareketle arkadaslarımla dısarı cıktım çokmu eglendım ı-ıh:)
herneyse son fotografta sıren ertan carmıklı yı andırmışsın yuz hatlarınla ayrıca oturusunla:) yine çok güzelsin
sevgiler..