G-Shock'un babası:)
Geçen haftalarda çok keyifli, çok yaratıcı bir ekip sokak stilinin ve kültürünün ikonik bir parçası olan Casio G-Shock saatlerin "Shock The World" dünya turnesi için Otto Santraldeydi. Elif Cığızoğlu, Derin Sarıyer, Serkan Şedele gibi isimler Casio saatlerden ilham alarak, kendi tasarımlarını oluşturdular. Twitterdan beni takip edenler oradakileri an be an paylaştıkça bu tasarımlardan ipuçlarını gördüler:) Ama orada sadece kaykaycılar, graffittiler, şahane yemekler, deli gibi çektirdiğimiz fotoğraflar yoktu! Dünyada tasarım adına en önemli isimlerden biri olan, G-Shock'un yaratıcısı Bay KIKUO IBE de orada, tüm sevecenliği ve alçakgönüllülüğü ile oturuyordu vee G-SHOCK SHOCK SHOCK ben kendisiyle hem tanışıp hem de mini bir röportaj yaptım pıt!
Elif Cığızoğlu ve ekibi iş başında
Ben neler sormuşum, Bay Ibe ne cevaplar vermiş kısmını size o günden fotolar eşliğinde anlatayım:)
Boom: G-Shock'un hikayesi nedir babasından dinleyelim mi Bay Ibe?
K. Ibe: Liseye geçtiğimde babam bana bir saat hediy etmişti. Tam 31 yıl önce. Lise ve üniversite bıyunca hiç çıkarmadan kullandım bu saati. Çalışmaya başladım, hala bu saati kullanıyordum, bir gün şirkette birisi ile çarpıştım ve saat yere düşüverdi, paramparça oldu. İşte darbelere dayanıklı bir saat üretme fikri oradan çıktı ve bunu daha da ilerleterek "hiçbir zaman kırılmayacak bir saat yaratma" fikrine dönüştürdüm.
Yıllanmış Casio'lar
Boom: Peki G-Shockun isim babası da siz misiniz? Çünkü "G" gravity için ve sizin saat hikayeniz de yere düşen o saatle başlıyor.
K. Ibe: Birlikte çalıştığım tasarımcı arkadaşlarımdan birinin fikri idi G harfini öne eklemek, gravityden türeterek bunu koydu. Shock ise her tür aşırı dış şartı kapsıyor. G-Shock saatler her tür darbeye, eksi 20ˊye kadar düşük ısıya, titreşimli ve 200 metre derinlikteki su basıncına dayanabiliyor.
Serkan Şedele ve ekibinin çalışması
Boom: Hep saatle iç içe olan biri olarak zamana önem veriyor musunuz, çok planlı programlı mısınız yoksa anı yaşamayı mı seversiniz?
K. Ibe: Yo zaman benim için çok önemli, bir denge kurmayı seviyorum. Planlıyım, çalışmaya da farklı şeylere de zaman ayırırım, o anda aklıma eseni yapan biri değilim. Bence zaman önemli, onu güzel kullanmak da.
Otto grafittilerle donandı
Boom: Tasarım yaparken nasıl çalşıyorsunuz, sonuçta işiniz hem estetik hem de fonksiyonun eş derecede önemli olduğu bir iş.
Mr. Ibe: Ben gözlem yapmayı severim. Küçük şeylerin büyük fikirlere ilham olabileceğine inanırım. Etrafımı çok seyrederim, kulaklığı, telefonu, oturduğu koltuk ile oynayan birini izlerim. Tasarıma her şey ilham verebilir, sınırlamak doğru değil, işe yararlık ise asla akıldan çıkmamalıdır diye düşünüyorum. İkisi bir arada harika. G-Shock için de önce konsepti geliştirdik sonra tasarımı, sonra üretildi.
Bay Ibe'nin espri anlayışı da süper:)
Boom: İlk G-Shock'u yaratırken de aslında "ihtiyaç"tan yola çıktınız ama öte yandan bu saatler gençler arasında inanılmaz moda oldu hatta sokak modasının belli başlı unsurlarndan birine dönüştü, pek çok tasarımcıya ilham verdi, pek çok moda tasarım işbirliğinde rol oynadı. Bunu tahmin etmiş miydiniz?
K.Ibe: Bunun hakkında gerçekten en ufak fikrim yok:) Genç insanların moda anlayışındaki değişiklik, modayı sokakta yaratma konusundaki, trend belirleyici olmasındaki tavrı bunu getirdi diye düşünüyorum. Yoksa ilk saatte bizim hedef kitlemiz aslında zor koşullarda çalışan işçiler vs. idi
Sosyal Medya şokta:p
Boom: G-Shock ikonik bir tasarım, peki bu tür tasarım harikaları içinde sizin çok beğendiğiniz kült bir parça, ya da bunu tasarlamayı sterdim dediğiniz bir şey var mı?
K. Ibe: O kadar çok ki. Otomobilden ampule pek çok tasarım var hayranlık duyduğum.
Boom: Son bir soru! O ilk G-SHOCK'a ne oldu:) Sizin en favori G-Shockunuz hangisi?
K.Ibe: Elbette hala ilk günkü gibi çalışıyor ve hala onu kullanıyorum :) İlk prototiplerden birini de hala saklıyorum. Ve favori modelim de hala ilk model olan DW5000:)
Boom: Bu güzel sohbet için teşekkür ederim:)
K. Ibe: Ben teşekkür ederim, bence size pembe bir G-Shock çok yakışır.
Peki ben ne giymişim:)
9 yorum:
Süper bir sobet olmus:)
harika bir sohbet olmuş.kıyafetlerinin nereden olduğunu yazmamışsın :( ???
Çantan çok güzelmiş. Nereden aldın?
Çantan hoş. nereden aldın?
bu yağmurluğa bayıldımmm..
markası nedir nedir :)
mualla tanıtımındaki gibi özel çekimler daha iyi olmakla birlikte "bugün ne giydim" fotoğraflarında hep bir ışık, gölge vs. sıkıntısı oluyor. görsel açıdan çok iyi değiller. oysaki tr'de moda alanında başı çeken bloglardan birine blondesalad, fashionsquad kalitesinde fotolar yakışır bence.
Evet süper röportaj, yani adam o saati düşürmeseymiş böyle muhteşem bir kariyer başlamayacakmış, ne ilgnç değil mi, kelebek etkisi olmuş o saatin düşmesi, hayat tesadüflerle dolu.
Bu arada çekilişim var ciltteki koyu lekelere karşı Kiehl's'ten özel bir ürün veriyorum:
http://www.modagrafya.com/2012/03/cekilis-kiehlsten-cillteki-koyu-lekelere-karsi-yepyeni-bir-urun-clearly-corrective-dark-spot-solution.html
bu çantaya öldüğümü daha öncede söylemiştim diimi :P <3
keyifli bir sohbet olmuş:)
yalnız uzakdoğulular ''asıl siz birbirinize benziyrosunuz'' sözünün şaka olmadığını, Bali'li bir arkadaştan öğrendim:)
mesela biz ilk bakışta fransızı türkü ingilzi ayırırız ama onlar için hepsi beyaz tenli diye geçiyormuş:)
çantanın pembesi beni benden aldı:)
Yorum Gönder