Hiç dumansız, aynasız, avangart bir podyumsuz DIOR COUTURE defilesi duymuş muydunuz?!! İşte dün, benim sevgili Bay Galliano’m sonbahar Couture defilesini tüm bu beklentilerden çok farklı olarak gayet old school gerçekleştirdi, koleksiyondaki parçalar podyumda değil DIOR modaevinin Avenue Montaigne’deki genel merkezinin özel salonunda tıpkı 1950lerdeki gibi tanıtıldı. Türkan Şoray’ın bi şekilde manken olduğu bizim Yeşilçam filmleri de aklıma geldi bir anda:) Kritikler kendilerini moda şovlarının son yıllardaki stat büyüklüğündeki mekanlarından ve telaş dolu karmaşasından bu şekilde uzaklaştıran Galliano’ya 10 puan vermiş.
Galliano’nun bu koleksiyondaki esin kaynağı ise neredeyse yarım yüzyıl önce çekilen ve bizzzat Mösyö Christian Dior’un şov sırasında kuliste mankenlerini giydirip hazırlarken görüntülendiği belgesel fotoğraflarmış. Defiledeki yarı giyinik modeller bu hazırlığı temsil ediyormuş. Klasik Dior parçalarının parlak ve modern Galliano tarzıyla melezleştiği parçalar özellikle turuncu, yeşil, fuşya, sarı tonlarında göz alıcı.
Yepyeni, şok edici ya da devrimsel bir şey var mı? Hayır! Ama bu bile Galliano’nun kendine sağladığı bir avantaj, tam da resesyondan bunalmış, eski şaaşalı günlerini özleyen, modacıların tek derdinin prensesleri balolara azırlamak olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşan ve büyük moda evlerinin özdeğerlerine dönmesiyle tüyleri diken diken olan moda endüstrisi için.
0 yorum:
Yorum Gönder