23 Ocak 2012 Pazartesi

KEYİF | Cam Ocağı Vakfı'nda Nefesimi Hapsettim!


Yeni yılda yeni yeni şeyler deneyeceğim, öğreneceğim diye kendime söz vermiştim. Gelip çatmak üzere olan bazılarımızın kabusu, bazılarımızın "amaaan hiç işim olmaz"ı, bazılarımızın ise büyük heyecanı olan Sevgililer Günü bunlardan birine bahane oldu:) ♥ CAM OCAĞI VAKFI ♥ Riva'da ormanın ve pek çok güzelliklerin bağrında camla haşır neşir olunacak, onunla ahenkli ve belki de sizi bir daha hiç bırakmayacak bir ilişkiye başlatacak muhteşem bir yer! Adı üstünde vakıf, o yüzden eğitimler, atölyeler, seminerler, sergilerle dolu. Sevgililer Günü geliyor diye de harika bir fikir bulmuşlar ve 14 Şubat'a kadar haftasonlarını "camdan bir kalp" yapabilmeniz için size ayırmışlar! Eşim ve ben kalplerimizi yapmak üzere yola çıktık. Beni herşeyden ama herşeyden daha çok etkileyen "kendi nefesimi o cam kalbin içinde sonsuza dek saklamak" fikri oldu. Düşünsenize! Hayat veren bir nefes orada bir cam kalbin içinde ve onu kocime hediye ettim:)

Aslında düşünsenize İstanbul'da yapacak ne kadar çok şey var, ama haftasonlarımız hep aynı, hadi sinemaya, hadi gece gezmesine, bruncha gidelim diyoruz, bu tür güzellikleri bulamıyor ya da üşeniyoruz! Oysa orada taaaaaa Avrupa, Amerika hatta Japonya'dan gelmiş millet hem tatil yapıyordu hem cam öğreniyordu:o


Her şey bu 1270 derecelik fırının, kor ötesi kor ateşin içinde başlıyor! Şeffaf cam burada akışkan halde vee bizim elimizde renkleni, şekillenmek üzere fokurduyor:) Sıcaaak!


Renklerimizi seçiyoruz, ama aslında işin sonunda görüyoruz ki camın kendi ruhu, kendi halleri var, o renkler kasede durduğu gibi durmuyor. İstediğin rengi aynen tutturmak için epey bir ustalaşmak gerekiyor:)


Benim mor gibi, kocimin ise alacalı renkleri şeffaf korla birleşmeye hazır!


İlk karedeki demir çubuklar "pipo", acayip uzunlar, işte nefesimizi bu metal borunun bir ucundan diğer ucunda alev alev yanan yüzlerce derece sıcaklıktaki yumuşacık akışkana üflüyoruz:) Şeffaf camı pipo denen metalin ucuna sanki pamuk şekeri tahta çıtaya dolar gibi yumuşacık ve döndürerek alıyoruz, çıktığı anda güneş gibi :)) Mucize bir şeeey:) Sonra onu seçtiğmiz renkteki cam tozuna buluyoruz. Sırada onları yeniden ama bu defa birlikte, birbirlerine katışsınlar diye yine ocağa koymak var:)










Kaynaşın çocuklar:))


Ocak başında sıcakla ilk karşılaşma epey zorlu:)) Ondan nasıl sakınacaksın, çubuğu nasıl tutacaksın öğrenmek gerek. Elimin ucundaki şey akışkan olduğu için akıp dökülmesin diye yumuşak yumuşak sürekli çevirmeliymişiz!


İİştee en heyecanla beklediğim an:) Sonuçta kalbi kalp yapacak tombulluğa ve şekle kavuşturacak olan benim nefesiim! Hocamız nefesimizi de yumuşakça üflememiz gerektiğini, hep yumuşak, hep ahenkli olmak gerektiğini söylüyor. Benim gibi bir telaşe memuru için zor zanaat:)


İşin en zevkli kısımlarından biri kalbe şeklini vermek, tepesine bir yarık açmak için bir kaç kez o deli sıcak fırına sokup yumuşatıp pıt pıtlıyoruz, bi daha sokup yassıltıyoruz, bir daha sokup ucunu sivriltiyoruz vs. Çünkü cam hemen soğuyor (soğuyor dediğim 800 dereceler:)) En çok bu kısımda zorlandım! Neden mii? Çünkü o yumuşacık ve kıpkırmızı cam o kadar cezbedici ki böyle parmağımla dokunup ne kadar ymuşaak, ne kadar tatlı demek bir el atmak istedim hep:)


Kalbimin biraz daha tontiş olmasına karar verdik, birkez daha üflüyoruum. Fuuuuuu :)


Ve ta taa kalbimi aldıım, şimdi soğumaya götürüyorum. Aşırı sıcaktan derhal soğumasını engellemek için yavaaş yavaş soğutulduğu bir fırın daha var:) Kırmızımsı, küçük ama tombul bir kalp oldu, nefesim onu bu şekle ve bu desene soktu!


Sırada kocimin kalbi var, o ilk denemesinde benden daha başarılı idi:)


Bana kocamaaan ve pek renkli bir kalp yapmış oldu:)

CAM OCAĞI VAKFI size güzel ve keyifli ve özel bir hediye vaad ediyor kısacası.

İşte bence bu haftasonu erkencikten kalkın, Polonezköy'de misss gibi bir kahvaltı yapın, doğruca CAM OCAĞI VAKFI'na yollanın, camla bir deneyim, bu haftasonu bir değişiklik, sevgilinize, annenize, kardeşinize, bir dakika kendinize kendinizeee böyle güzel bir hediye ve keyifli zaman armağan edin derim:)

Sevgililer Günü Kalp Atölye Çalışmasında ilk kalp 50 TL, ay bir kalp beni kesmez, ben çok sevgi doluyum derseniz, ekstra her kalp 35 TL:) Rezervasyon için 0216 433 36 93'ü arayabilir ya da emre@glassfurnace.org adresine mal atabilirsiniz:) Kalplerin üzerine mesaj yazma olayı da var!

Tarihler:
21 Ocak Cumartesi (13.00 / 16.00)
28 Ocak Cumartesi (13.00 / 16.00)
4 Şubat Cumartesi (13.00 / 16.00)
11 Şubat Cumartesi (13.00 / 16.00)

12 yorum:

irem dedi ki...

şahanesin Boom'cum, güzel bir haftasonu fikri verdin hemen planı yapıyorum cam ocağına yollanıyorum ;)

New York Turca dedi ki...

Aman Allahim o kadar cok denemek istedigim birsey ki bu! Boom supersin adresi gelecek Turkiye tatilinde gidilmek uzre hemen not ediyorum. Tontis kalbinde cok seker olmus ;)

vintageduygular dedi ki...

ne güzel,ne iyi etmissiniz.. bizde esimle ara sira böyle kurslara gideriz. en son cikolata tasarimini kursuna gitmistik.beraber cok keyifli oluyor ;) yakin olsaydik gitmek isterdim ..

Sherikoloji dedi ki...

Sabah olsun ilk işim arip rezarvasyon yapmak olucak çooooook teşekkurler bu güzel fikir için ;) super olmuş kalpler...

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

:=))
ne kıymetli bir post böyle !!
harikasın..

hele kalpler !!!!!!
:) çok severim de :=)

GoNcha GoNcha dedi ki...

bayildim hazirladiginiz kalplere. harika bir Sevgililer Gunu hediyesi olmus size. cok Cupcake bu kalpler!

Olmadı Baştan dedi ki...

Bayıldım, arayıpta bulamadığım bir fırsatı elime kadar getirdiğin için teşekkürler.

ZET Fashion dedi ki...

Daha özel bir hediye düşünemiyorum bayıldımmmm

modarella dedi ki...

off bir cam atölyesi hep gitmek istemişimdir. Sen yapmışsın ne güzel, hem de kociyle, hem de kalp üflemeyee... çok keyifli bir fikir bu!

4 dedi ki...

Cok eglenceli birsey olduguna eminim :)

Hic alinma sevgili Boom ama, enistenin Kalbi sanki daha güzel olmus:p

Istanbula tasinir tasinmaz bu fikri degerlendirecegim :)

Adsız dedi ki...

kalbin içinde nefes orjinal güzel bir hediye gerçekten:) siz de pek bi eğlenmişiniz ne güzeeel:)

derya h. dedi ki...

ba-yıl-dım! ankara'da olduğuma hayıflandım. bir gün mutlaka ziyaret edeceğim cam ocağı'nı. :) ve alakasız not: beyazların sana çoook yakışıyor.
sevgiler