7 Ekim 2009 Çarşamba

PARIS MODA HAFTASI-7-

CHANEL:

"Üstünde CHANEL varsa samanlık seyran olur" düsturunu edindim bu defileden sonra. Saman balyaları, tozlu patikalar, dev orman ağaçları arasında göz kamaştıran CHANEL'ler eski emperyal Fransa'nın aşk kokan köy yaşamından ve onları sömüren Marie Antoinette'den esinlenmişti.


Bugün kesin kararımı verdim, bence dünyaya Alexaner McQueen, John Galliano ve Kaiser yeter! Daha 2 gün önce kendi isminin koleksiyonunu çıkaran KARL LAGERFELD, bu defa CHANEL için tam tamına 71 bir birinden güzel parça sundu!!! Jüponla hacimlenmiş kabarık miniler, çemberli konik elbiseler, tüm romantizmiyle dantel, çiçek apliklerle zenginleşmiş örme elbiseler, fildişi ve somon pembe ağıtlıklı olmazsa olmaz tüvit chanel ceketler siyah-beyaz şifonlar, patchwork, başta eşarplar ayakta sabolar, ve Marie Antoinette gece elbiseleri...





VALENTINO:

Maria Grazia Chiuri ve  Pier Paolo Piccioli son koleksiyonlarıyla eld eettikleri başarıyla Bay Valentino'nun sonunda yüzünü güldürmüştü, ve bu defa yine hiç kırmızı kullanmadan, yine markanın alameti farikası olan klasizmi modernizmle en güzel şekilde harmanlayarak VALENTINO artık bizim bebeğimiz ve o bambaşka diye bağırdılar. Kırmızıyı ne zaman kullanacaklar bilinmez ama kullandıklarında epey ses getirecekler eminim.


Pudra, gri, toprak ve siyah renklerin hakim olduğu koleksiyon tozlu sandıklardan çıkarılmış müslin ve şifonla oldukça akışkan, dikiş oyunlarıyla verilmiş godeler, volanlar ve yoğun fırfırlarla göz doldurucu. Metalik ışıltılarla harmanlanarak transparanlar üzerine aplik edilmiş dantel parçalar yine romantizmi yaşatmış.



[Görseller: wwd]

0 yorum: